Hazırlanın, çünkü İspanyol sinemasından gelen, sizi koltuğunuza çivileyecek ama aynı zamanda zihninizi altüst edecek bir korku/gerilim filmiyle karşı karşıyayız: Miguel Ángel Mengó’nun “Astral” (2023)! Bu bağımsız yapım, sizi bir kızın esrarengiz kayboluşunun ve gerçeklik algınızı sorgulatacak doğaüstü bir bağlantının peşine takıyor. “Astral” sadece korku filminden öte, derin bir psikolojik gerilim sunuyor.
Film, rahatsız edici bir sahneyle açılıyor: Genç bir kadın olan Isabela (Estela del Carmen’in başarılı performansıyla), günlerdir kayıpken bir ormanın ortasında şaşkın ve sessiz bulunuyor. Çıplak ayaklı, agresif davranışlar sergiliyor ve derin, rahatsız edici bir dilsizliğe bürünmüş. Bu ani gizem ve sıkıntı hissi, filmin tonunu belirliyor; fizikseli aşan bir travmaya işaret ediyor.
Filmin temel dayanağı, Isabela’nın kaybolmadan önceki son anısı: canlı bir rüya. Bu rüyada, astral seyahatle ilişkilendirilen bir deneyimle, uzay ve zaman bariyerlerini aşmış gibi görünüyordu. Bu dünya dışı yolculuk sırasında, tıpatıp kendisine benzeyen bir kızla, Daniela ile karşılaştı. Daniela’nın Isabela’ya bakışıyla kurulan bu açıklanamaz bağlantı, aralarında derin, muhtemelen tehlikeli bir ilişki olduğunu ima ediyor; paralel yaşamları veya farklı boyutlarda paylaşılan, parçalanmış bir bilinci düşündürüyor.
Yönetmenin Vizyonu ve Temaların Derinliği
Yönetmen ve yazar Miguel Ángel Mengó, “Astral”a psikolojik gerilim ve doğaüstünün ürkütücü olasılıklarına belirgin bir odaklanma getiriyor. Mengó’nun korku ve gerilim türündeki önceki çalışmaları (“Desconectada” ve “Travma” gibi), psikolojik gerilim ve doğaüstüne olan tutarlı ilgisini gösteriyor. Film, korkuyu yaratmak için rahatsız edici bir atmosfere ve baş karakterin derin şaşkınlığına dayanıyor gibi görünüyor. Isabela’nın katatonik bir durumda dönüşüyle başlayarak, Mengó hemen bir dehşet ve gizem duygusu yaratıyor. Film, paranormal olayların psikolojik etkisine ağırlık vererek, korkunç bir kişisel deneyimin yavaş yavaş çözülmesini önceliyor.
Filmin ana temaları arasında gerçekliğin doğası, psikolojik travma, kimlik ve doppelgänger’lar yer alıyor. Isabela’nın dilsizliği ve şaşkınlığı, aşırı veya doğaüstü bir deneyimin derin psikolojik etkisini vurguluyor. Daniela ile karşılaşması ise kimlik, benlik ve gerçeklikler arası olası bağlantılar hakkında sorular ortaya çıkarıyor. Bilinmeyene duyulan temel korkular, özellikle dünyamızın algılanan sınırlarının ötesinde ne olduğu, filmde ustaca işleniyor. Isabela’nın dilsizliği, tanık olduğu tarifsiz dehşetin güçlü bir sembolü olarak hizmet ediyor ve bazı deneyimlerin dilin ötesinde olduğunu vurguluyor.
Eleştirilerden İlk İzlenimler ve Bağımsız Bir Başarı
“Astral” için detaylı eleştirel yorumlar, filmin bağımsız doğası ve odaklanmış dağıtımı nedeniyle sınırlı. Ancak mevcut bilgiler, filmin belirli bir korku deneyimi sunmayı hedeflediğini ve psikolojik ve atmosferik gerilim hayranlarına hitap ettiğini gösteriyor. Filmin tahmini bütçesinin yaklaşık 2.500 USD olduğu düşünüldüğünde, bu inanılmaz derecede düşük bütçeyle böyle bir atmosfer ve gerilim yaratabilmesi, Mengó’nun yeteneğinin bir kanıtı.
“Astral”, 2023 yılında İspanya’da vizyona girdi ve şu anda belirli dijital platformlarda veya VOD hizmetlerinde mevcut. Film, yüksek bütçeli efektlere dayanmak yerine, güçlü bir konsept ve psikolojik gerilimin gücüyle izleyiciyi etkilemeyi amaçlayan nadir bir örnek.
Eğer sıradan korku filmlerinden sıkıldıysanız ve zihninizi zorlayacak, atmosferik bir gerilim arıyorsanız, “Astral” tam size göre! Bu film, sizi sessiz bir kabusun içine çekerken, gerçeklik, kimlik ve bilinmeyenin derinlikleri üzerine düşündürecek.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak