Geri Sayım Başladı: James Gunn’ın Superman’i Gelmeden Okumanız Gereken 10 Çizgi Roman Başyapıtı
James Gunn’ın merakla beklenen “Superman” filmiyle yeni DC Evreni’nin kapılarının aralanmasına çok az kaldı! Warner Bros. ve Gunn’ın DC Stüdyoları için kader anı niteliğindeki bu film, pek çok hayran tarafından Zack Snyder’ın karanlık tonundan sıyrılıp, Çelik Adam’a hak ettiği o aydınlık ve umut dolu kimliği geri kazandıracak bir yapım olarak görülüyor.
İki vizyon arasındaki en temel fark, ilham aldıkları kaynaklarda yatıyor. Snyder’ın ilham perileri Alan Moore’un “Watchmen”i ve Frank Miller’ın “The Dark Knight Returns”ü gibi kasvetli ve alternatif dünyalarken, Gunn ise rotasını bambaşka klasiklere, Superman’in kalbine dokunan hikayelere çeviriyor.
Filmin vizyona girmesini beklerken heyecanınızı doruklara çıkarmak ve Gunn’ın vizyonunu daha derinden anlamak için bu çizgi romanlara dalmanın tam zamanı! İşte James Gunn’ın “Superman”i sinemalarda kanatlanmadan önce mutlaka göz atmanız gereken 10 çizgi roman efsanesi!
1. All-Star Superman
James Gunn, sosyal medyada **”All-Star Superman”**in ikonik bir sayfasını paylaştığından beri bu serinin, yeni filmin DNA’sını oluşturacağı aşikardı. Grant Morrison’ın yazdığı ve Frank Quitely’nin dâhiyane çizgileriyle hayat verdiği bu modern klasik, sadece tüm zamanların en iyi Superman hikayesi olarak değil, aynı zamanda DC Comics’in zirve noktalarından biri olarak kabul ediliyor. Ama en önemlisi? Bu, Gunn’ın kişisel favorisi!
Hikaye, Superman’in, ezeli düşmanı Lex Luthor’un şeytani bir planını bozmasıyla başlar. Ancak bu kurtarışın bedeli ağır olur: Clark, güneşe aşırı maruz kalarak kontrol edilemez güçlere sahip olurken, aynı zamanda ölümcül bir geri sayımı da başlatır. Önündeki 12 ay, hem en güçlü hem de son ayları olacaktır.
Gunn’ın filmi birebir bir uyarlama olmasa da, yönetmen bu serinin ruhunu ve ilhamını sonuna kadar taşıyacağını açıkça belirtti. Özellikle bilim kurgu tonu, Luthor’un neredeyse sihirli bir deha olarak tasviri ve uzaylı yaratıkların kullanımı gibi elementler filmde karşımıza çıkacak. Bu hikaye, Superman’i popüler medyadaki yorgun imajından kurtarıp, onu yeniden o bildiğimiz ve sevdiğimiz, iyiliğin ve umudun sarsılmaz sembolü olarak sunuyor. Kısacası: Okuma listenizin en başına bunu yazın. Pişman olmayacaksınız.
2. Whatever Happened to the Man of Tomorrow?
“All-Star Superman”in etkisi barizken, bu seçimin ilham kaynağı daha gizemli ve derin. Eğer Gunn, okuma önerileri arasında bizzat ismini anmasaydı, belki de gözden kaçabilirdi: Alan Moore ve Curt Swan imzalı 1986 klasiği, “Superman: Whatever Happened to the Man of Tomorrow?”.
Bu iki sayılık efsanevi final, hem kelimenin tam anlamıyla hem de metaforik olarak bir devrin sonunu anlatır. O yıllar, DC için tam bir dönüm noktasıydı; Crisis on Infinite Earths ile eski evren küllerinden yeniden doğuyor, The Dark Knight Returns ve Watchmen ise ana akım çizgi romanlara karanlık ve yetişkin bir soluk getiriyordu. İşte Alan Moore, bu hikayede Gümüş Çağ’ın o masum Superman’ine dokunaklı bir veda busesi konduruyor. Gunn’ın filmde bu hikayeyi doğrudan uyarlayacağını sanmıyoruz, ama filmin klasik Superman değerlerini modern bir sinema diliyle harmanlama hedefi, Moore’un bu eserindeki ruhla birebir örtüşüyor.
3. Kingdom Come
Gunn’ın en büyük ilham kaynaklarından biri olarak gösterdiği “Kingdom Come”, bu listedeki diğer eserlerden çok daha katmanlı ve destansı bir tablo çiziyor. Bu hikaye bir başlangıcı değil, acı bir geleceği anlatıyor. Artık ak saçlı bir Clark Kent, ideallerinin hiçe sayıldığı, yeni nesil kahramanların adaleti ölümcül yöntemlerle sağladığı karanlık bir dünyada pelerinini bir kenara bırakmıştır. Justice League dağılmış, dünya umudunu yitirmiştir.
Mark Waid ve Alex Ross’un bu başyapıtı, sadece görsel bir şölen sunmakla kalmıyor, aynı zamanda kahramanlığın anlamını sorguluyor. Gunn’ın Superman kostümündeki o ikonik S logosunun Kingdom Come esintisinden geldiği artık bir sır değil. Ancak Gunn, bu eserden sadece bir kostüm değil, bir felsefe de almış görünüyor: İntikam ve merhamet, adalet ve kanun arasındaki o hassas denge. Bu film sadece bir karakterin değil, yeni bir kahramanlık çağının başlangıç hikayesi olacak; özünde merhamet, adalet ve umut barındıran bir çağın.
4. Superman for All Seasons
Peki Superman’i, Superman yapan nedir? Kendisi mi, yoksa etrafındaki insanlar mı? İşte bu soruya en dokunaklı cevabı veren eser: Jeph Loeb ve Tim Sale’in unutulmaz çalışması “Superman for All Seasons”. (Hatta DC, bu dört temel eseri Gunn’ın filmini kutlamak için özel bir kutu setinde bir araya getirdi!)
Her bir sayısı farklı bir mevsimi ve farklı bir anlatıcıyı merkezine alan bu seri, Clark Kent’in gelişimini en yakınlarının gözünden sunuyor: Babası Jonathan Kent, meslektaşı Lois Lane, düşmanı Lex Luthor ve çocukluk aşkı Lana Lang. Bu sayede Çelik Adam’ın destansı maceralarının ardındaki o insani, samimi ve dokunaklı ruhu yakalıyoruz. Gunn’ın filminde bolca yan karaktere yer verecek olması, bu çizgi romanın etkisinin ne kadar büyük olacağının en net kanıtı.
5. The Terrifics
Gunn’ın “Superman”i tam bir süper kahraman şöleni olacak! Fragmalar şimdiden bize yeni Justice League’in ilk üyelerini gösterdi ve aralarındaki en heyecan verici isimlerden biri de Mr. Terrific (Edi Gathegi canlandıracak). Gunn’ın favori karakterlerinden olan Mr. Terrific, bu seriyle adeta sahneye çıkıyor.
DC’nin Fantastik Dörtlüsü ile Tanışın! 2018’de başlayan “The Terrifics”, Mr. Terrific liderliğinde, şekil değiştiren Plastic Man, hayaletimsi Phantom Girl ve element ustası Metamorpho gibi birbirinden “acayip” kahramanı bir araya getiriyor. Bu dinamik, eğlenceli ve macera dolu seri, Gunn’ın süper kahraman takımlarına olan sevgisiyle mükemmel bir şekilde uyuşuyor. Gunn’ın bu ekibi gelecekte DC Evreni’ne taşıyarak Marvel’a doğrudan bir rakip çıkarması, çizgi roman hayallerinin gerçeğe dönüşmesi olmaz mıydı?
6. Strange Adventures
Mr. Terrific’i daha yakından tanımak ve Gunn’ın DC Stüdyoları’ndaki sağ kolu, yazar Tom King’in kaleminin gücüne tanık olmak için “Strange Adventures” mutlak bir zorunluluk. 2020’de yayımlanan bu maxi-seri, uzay kahramanı Adam Strange’in Dünya’ya döndükten sonra karıştığı bir cinayet gizemini konu alıyor. Batman, olayı tarafsız bir şekilde çözmesi için güvendiği tek ismi, Mr. Terrific’i görevlendirir.
King’in kendine has psikolojik derinliği, ahlaki gri alanları ve sürükleyici anlatımıyla “Strange Adventures”, sadece harika bir Mr. Terrific hikayesi değil, aynı zamanda modern çizgi romanın zirvelerinden biri.
7. Justice League Europe
Filmde yer alacağı kesinleşen bir diğer renkli karakter olan Metamorpho’yu en parlak haliyle görmek için rotamızı 1989’a çeviriyoruz. “Justice League Europe”, Justice League International‘ın o meşhur mizahi ve kendini tiye alan tonunu alıp Avrupa’ya taşıyan, kahkahası bol bir seri. Metamorpho, bu ekibin sadece komik üyesi değil, aynı zamanda olayların farkında olan zeki yorumcusu olarak parlıyor. Gunn’ın ikinci sınıf karakterlere olan sevgisi düşünüldüğünde, bu serinin ruhu yeni DC Evreni’ne çok yakışacak!
8. Justice League International
Gunn’ın filmdeki Justice League versiyonunun ilhamını nereden aldığını merak ediyorsanız, cevap burada: efsanevi “Justice League International” serisi! Bunun iki büyük nedeni var. Birincisi, Nathan Fillion’ın canlandıracağı o meşhur aksi ama sevimli Yeşil Fener, Guy Gardner, bu serinin yıldızı ve karakterinin en sevilen versiyonu burada şekillendi. İkincisi ve daha da önemlisi, Gunn’ın kardeşi Sean Gunn tarafından canlandırılacak olan Maxwell Lord karakteri, bu takımın kurucusu ve finansörüydü! Parçalar yerine oturuyor…
9. Hawkgirl: Once Upon a Galaxy
Animasyon serilerinin yıldızı, ama çizgi romanlarda hep bir adım geride kalan kanatlı savaşçı Hawkgirl, Isabella Merced ile sinemada hak ettiği değeri bulacak gibi görünüyor. Onu daha yakından tanımak için en iyi başlangıç noktalarından biri, Jadzia Axelrod ve Amancay Nahuelpan’ın kaleme aldığı “Hawkgirl: Once Upon a Galaxy”. Bu güncel seri, Justice League dağıldıktan sonra Metropolis’te kendi yolunu bulmaya çalışan Hawkgirl’ı, Galaxy adında gizemli ve güçlü bir ortakla bir araya getiriyor. Aksiyonu, mizahı ve karakter derinliğiyle Hawkgirl’ın potansiyelini gözler önüne seren keyifli bir macera.
10. Lex Luthor: Man of Steel
Nicholas Hoult’un Lex Luthor olacağı haberi, hayranlar arasında büyük bir coşku yarattı. Jesse Eisenberg’in nevrotik dahi yorumundan sonra, Gunn’ın daha klasik, karizmatik, soğukkanlı ve tehlikeli bir Lex’e döneceğinin en büyük işareti, ilham kaynakları arasında **”Lex Luthor: Man of Steel”**i göstermesi oldu.
Brian Azzarello ve Lee Bermejo’nun bu mini-serisi, Superman’in en büyük düşmanının gözünden dünyaya bakma cüretini gösteriyor. Luthor’u bir iş adamı, bir dahi ama her şeyden öte, gezegeni “uzaylı bir tanrıdan” korumayı saplantı haline getirmiş bir adam olarak görüyoruz. Bu seri, Lex’in motivasyonlarını ve Superman’e olan nefretinin kökenlerini anlamak için mükemmel bir rehber. 2025’te sinemaya gitmeden önce Luthor’un zihninin karanlık dehlizlerinde bir gezintiye çıkmak isterseniz, bu başyapıtı kaçırmayın.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak