Uyarı: Bu yazı, spoiler içerir. Okumaya devam ederken dikkatli olun!
“Alien” serisi, 2012’de yayınlanan “Prometheus” ile hikayenin geçmişine odaklanmıştı. Ama bu, serinin daha önceki filmlerde gördüğümüz konseptleri sadece tekrarladığı anlamına gelmiyor; aksine, Xenomorph’ları ve sentetik varlıkları içeren bir evrende yatan olasılıkları daha fazla keşfederek her projeyi benzersiz ve kişisel bir hale getiriyorlar. Noah Hawley’nin “Alien: Earth” dizisi de bunun en son ve en çarpıcı örneği. Ridley Scott’ın 1979 tarihli orijinal filminin dünyasına saygı dursa da (özellikle olaylarından iki yıl önce geçtiği için), “Earth” kesinlikle Hawley’nin kendi şovu!
Bu saygı duruşu sadece yüzeydeki göndermelerle sınırlı değil. “Prometheus”, ilk film için yaratılan ama sonradan terk edilen çeşitli görsel ve anlatısal konseptleri geri getirerek “Alien” evrenini zekice genişletmişti. Örneğin, filmin büyük bir kısmının geçtiği piramit, H.R. Giger’ın ilk “Alien” için hazırladığı orijinal sahipsiz gemi konseptinden ilham alıyor. Bu yaklaşım, bu yeni “Alien” yapımlarının, devam filmleri kadar hayati ve taze hissettirmesini sağlıyor.
Şimdi ise, “Alien: Earth” dizisinde Hawley, tek bir olay örgüsüyle zekice bir hamle yapıyor. “Gözlem” (Observation) başlıklı 4. bölümde, sentetik melez Wendy (Sydney Chandler), dizinin başından beri topladığı verileri bir araya getirerek, Xenomorph’un diline benzer bir dili konuşmayı başarıyor. Bu, sadece “Alien: Resurrection”daki benzer bir konuyu hatırlatmakla kalmıyor, aynı zamanda orijinal “Alien” filminden silinmiş bir diyalog parçasıyla da bağlantı kuruyor! Bu hamle, “Alien” mitosuna yepyeni bir boyut katarken, serinin kökenlerine de sadık kalıyor.
Wendy, Ash’in (Orijinalde) Önerdiğini Denedi!
J.W. Rinzler’ın 2019 tarihli “The Making of Alien” adlı kitabında, senaryonun çeşitli taslaklarından alıntılar yer alıyor. Walter Hill, David Giler, Dan O’Bannon ve Ronald Shusett’in Haziran 1978 tarihli senaryo taslağında, Ripley (Sigourney Weaver) ve hayatta kalan mürettebatının, gemideki gizli sentetik Ash’in (Ian Holm) sadece başıyla yüzleştikleri sahnede, Ash, Xenomorph hakkında ek düşüncelerini dile getiriyor. Onu “mükemmel bir organizma” olarak tanımladıktan sonra, “Belki zekidir. Onunla iletişim kurmayı denemelisin,” diyor. Ripley buna, Ash’in bunu deneyip denemediğini sorarak yanıt verdiğinde, sentetik kaçamak bir tavırla “Lütfen mezarımın bazı sırları saklamasına izin ver,” diyor.
Bu, “Alien: Resurrection”a kadar hiçbir karakterin Xenomorph’larla iletişim kurmaya çalışmadığı düşünüldüğünde oldukça ilginç bir fikir. “Prometheus”ta öfkeli bir Mühendis’le konuşmaya çalışırken beklenmedik bir kaderle karşılaşan sentetik David’in durumu da bu bağlamda dikkat çekiciydi. “Covenant”ta ise Xenomorph’lar onun çocukları gibiydi (tabiri caizse), bu yüzden onlara babalık sevgisiyle yaklaşıyordu.
Tüm bu konseptler etrafında dönen bunca filmden sonra, “Alien” franchise’ı nihayet Wendy’de bir diplomat bulmuş gibi görünüyor. Wendy’nin eylemlerinin önemi, sadece Alien ile konuşmaya çalışması değil, aynı zamanda Xenomorph’un onu konuşabileceği veya en azından dinleyebileceği biri olarak görmesidir. Wendy’nin Xenomorph’un çıkardığına benzer seslerden türettiği şıngırtılar ve mırıltılar, bir yılan oynatıcısının bir kobranın dikkatini çekmesi gibi bir Chest Burster’ı büyülüyor. İronik bir şekilde, ne bir insanın ne de bir sentetiğin Alien ile tek başına konuşma işini başaramayacağı ve bu köprüyü kurmak için ikisinin bir kombinasyonuna ihtiyaç duyulduğu anlaşılıyor.
Wendy, “Alien: Resurrection”daki Ripley 8 Olacak Mı?
Peki, “Alien: Resurrection”daki Ripley 8’e ne demeli? O, sözlü olmasa da Wendy’den önce Xenomorph ile daha derin bir bağ kuran ilk karakterdi. Hem insan hem de Xeno DNA’sının bir karışımından yapılan Ripley klonu, yaratıklarla daha ilkel ve içgüdüsel bir psişik bağa sahipti. “Alien: Earth”teki Wendy’nin bu konseptleri daha da ileri taşıdığı görülüyor. Wendy’nin yaratıklara olan bariz ilgisi, onun (ve muhtemelen diğer melezlerin) insanlığa karşı Xenomorph’ların tarafına geçmesine yol açabilir mi? Xenomorph’lar Wendy’ye karşılık verebilir mi ve eğer öyleyse, ne söyleyebilirler: karmaşık cümleler ve düşünceler mi, ilkel dürtüler mi, yoksa ikisinin bir karışımı mı?
Bu iletişim kurabilen bir Xenomorph olasılığı, sadece “Alien: Earth” için değil, tüm franchise için tonlarca yeni hikaye yaratıyor. Neredeyse yarım asırdır süren bu serinin gösterdiği hayal gücüne rağmen, en eski fikirlerinden birinin ana hikayeye geri dönmesinin bu kadar uzun sürmesi ironik. Daha da ironik olanı, Wendy’nin yeteneğinin, Xenomorph’un Weyland-Yutani’nin her zaman istediği şekilde kullanılmasına yol açıp açmayacağıdır: güdümlü bir füze olarak. Yarı-sentetik birinin mükemmel organizma üzerinde üstünlüğünün olması, Ash’in gurur duyacağı bir şey olurdu.
