Hazırlanın müzikseverler, çünkü sinema perdesi bu sonbaharda efsanevi bir hikayeye açılıyor! Scott Cooper‘ın yönetmenliğini üstlendiği “Springsteen: Deliver Me From Nowhere” (2025) filmi, rock müziğin efsanevi ismi Bruce Springsteen’in hayatının en kritik, en kişisel dönemlerinden birini, o tüyler ürpertici 1982 albümü “Nebraska”nın yaratılış sürecini konu alıyor. Bu sadece bir müzisyen biyografisi değil; bir sanatçının ruhuna yapılan samimi, ham ve dönüştürücü bir yolculuk.
Biliyorsunuz, hepimiz Bruce Springsteen’i “Born in the USA” ile gelen o devasa süperstarlıkla tanıdık. Ama “Nebraska” albümü, bu şöhret fırtınasından önceki, kimsenin tahmin etmediği, çok daha karanlık ve içe dönük bir dönemin ürünüydü. Genç Springsteen’i canlandıran, “The Bear” dizisinden tanıdığımız Jeremy Allen White, ikonik ismin New Jersey’deki yatak odasında, basit bir 4-track teyp kaydında bu başyapıtı yaratırken yaşadığı içsel mücadeleleri, şöhretin baskısını ve “geçmişinin hayaletlerini” perdeye taşıyor. White’ın rol için kendi şarkılarını söyleyecek olması bile tek başına izlemek için yeterli bir sebep!
Film, albümün ruhunu oluşturan temalara dalıyor: günlük Amerikalıların çaresizlikleri, hayal kırıklıkları ve inanç arayışları. Ancak bu karanlığın içinde bile bir dayanıklılık ve umut hissi parlıyor. Springsteen’in sadece sanatçı kimliğini değil, babası Douglas Springsteen (Stephen Graham) ile olan karmaşık ilişkisini, annesi Adele (Gaby Hoffmann) ve o dönemdeki aşkı Faye (Odessa Young) ile bağlarını da görüyoruz. En önemlisi, menajeri Jon Landau (Jeremy Strong) ile olan ilişkisi; zira Landau, ticari açıdan pek de cazip görünmeyen bu ham kayıtların arkasındaki “gerçeği” görüp albümün yayınlanmasını sağlayan kişiydi.
Yönetmen Scott Cooper, “Crazy Heart” ve “The Pale Blue Eye” gibi karakter odaklı dramalarıyla tanınan bir isim. “Nebraska” albümünün “insanın iliklerine işlediğini” söyleyen Cooper’ın, Bruce Springsteen’in “insanlık durumunun tavizsiz bir portresini çizme” mirasını onurlandırma hedefi, filmin ne kadar içten ve samimi olacağının bir göstergesi. Üstelik Bruce Springsteen’in kendisi ve menajeri Jon Landau’nun yapımda aktif olarak yer alması, hikayenin orijinalliği konusunda içimizi rahatlatıyor. Bu, sadece bir biyografi değil, aynı zamanda Bruce’un ruhuna ve hepimizi birleştiren evrensel gerçeklere açılan bir pencere vaat ediyor.
“Springsteen: Deliver Me From Nowhere” (2025), 24 Ekim 2025’te Amerika Birleşik Devletleri’nde, 22 Ekim 2025’ten itibaren ise dünya çapında sinemalarda geniş çaplı olarak gösterime girecek. Müzik tutkunları için efsanevi bir albümün doğuşuna tanıklık etmek, Jeremy Allen White’ın dönüşümünü izlemek ve bir ikonun kişisel mücadelesinde evrensel gerçekleri bulmak için bu filmi ajandanıza mutlaka not alın. Bu, tipik bir müzik biyografisinin ötesine geçmeyi vadeden, 2025’in en heyecan verici sinema olaylarından biri olmaya aday!
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak