Londra, Ekim’in tam ortasında iki güne koca bir şehir sığdırıyor. Oktoberfest coşkusu mahalle mahalle sürerken, sanat fuarlarından kitap festivallerine, gece yürüyüşlerinden aile dostu şenliklere uzanan program, “ne yapsak?” sorusunu tatlı bir kararsızlığa çeviriyor. Biz de no:26 okurları için manzarayı toparladık; liste dökmeyen, ama kaçırılmayacakları tek tek fısıldayan bir hafta sonu rehberi.
Battersea Park’ta sonbaharın rüzgârını arkanıza alıp Affordable Art Fair’in standları arasında dolaşmak iyi bir başlangıç. 114 galerinin resimden baskıya, heykelden yeni medyaya uzanan seçkisi “uygun fiyat” iddiasını hissettiriyor; akşamüstü sergi sohbetleri ve işlikler bonus. Biraz daha bilim, biraz daha merak diyenler için Excel’deki New Scientist Live, karanlık madde arayışından iklim krizine, sinirbilimden “sahte arkeoloji” tartışmalarına uzanan dopdolu bir hat kuruyor; Chris Packham, Dean Burnett, Hannah Sargeant ve Helen Czerski sahnede. Şehir, Black History Month bağlamında önemli bir sergiye de ev sahipliği yapıyor: Lewisham’da Art Hub Studios’taki Red Threads, siyah kadınların menstrual ve üreme sağlığı deneyimlerini sanat, fotoğraf ve kişisel anlatılarla görünür kılıyor. Bir diğer güçlü açılış, Somerset House’un Terrace Rooms’unda Jennie Baptiste’nin hem ikonik hem de ilk kez görülen fotoğraflarından oluşan solo gösterimi; üç on yılın müzik, moda ve gençlik kültürü içinden geçen bir hat.
Doğa ve ışıkla buluşmak isteyenlere iki öneri: Kew Gardens’ta geçen yılın sürprizi “Halloween at Kew” bu sezon daha da büyütülmüş bir ışık rotasıyla geri döndü; ateş bahçeleri, parlayan balkabakları ve “haunted wood” arasında gün batımıyla birlikte yürümek, Londra’da gecenin tadı. Bir de Hampton Court Palace’ın Açık Bahçeler hafta sonu var; Büyük Fıskiye Bahçesi, Privy Garden ve Kitchen Garden ücretsiz gezilebiliyor—saraya, labirente ve oyun alanına girişse her zamanki gibi biletli.
Edebiyat cephesinde Wimbledon BookFest, Joanna Page’den Lemn Sissay’a, Max Hastings’ten Monisha Rajesh ve Caroline Eden’a uzanan konuklarıyla merkezdeki mekânlara yayılıyor. British Museum’daki Ancient India: living traditions ise Hindu, Jain ve Budist kutsal imge dünyasının köklerine bakan serüvende son günlerine giriyor; rotanıza ekleyip vedalaşın. Doğanın en iyi kareleri için Natural History Museum’daki Wildlife Photographer of the Year’ın 60. yılı, her zamanki gibi nefes kesiyor.
Cumartesi şehrin ritmi yükseliyor. Kings Place’te Classically Black, klasik müziğin ezberini bozarken yeni besteler ve etkileyici performanslarla sahneyi dönüştürüyor. Waterloo’nun Lower Marsh’ında aylık klasik otomobil buluşması nostalji sevenleri çağırıyor; kaputu açık bir 70’ler rüyasına göz atmak serbest. Greenwich Peninsula’da ücretsiz Diwali Şenliği, garba dansçılarından dhol davulcularına, Bollywood DJ setlerinden fener atölyelerine uzanan bir gün sunuyor; altın ışık kubbesinin altında akşam alayıyla kapanış çok şık. Tiyatronun izini sürmek isteyenler Park Theatre’daki “Lee” ile Lee Krasner’ın gölgeden ışığa uzanan hikâyesine son kez yaklaşıyor; Soho Theatre’da Jessica Fostekew yeni gösterisi “Iconic Breath” ile çağın öfkesini kahkahayla deşiyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde Dalston’da Scared To Dance, Rose Matafeo’nun DJ kabinine geçtiği alternatif bir dans pistine dönüşüyor.
Pazar aileyle, dostlarla, tek başına… nasıl isterseniz öyle. Chiswick Cheese Market, 200’ü aşkın peynir ve eşlikçileriyle pazar keyfini yükseltiyor; iyi bir chutney bulursanız stoklayın. London Bus Museum’un Transportfest’i, Londra–Surrey sınırında, otobüslerden taksilere, askerî ve acil durum araçlarına uzanan bir filo ve koleksiyon pazarıyla gün boyu açık; dışarıdaki Concorde’u selamlamayı unutmayın. Charlton House & Gardens’ın 13. yüzyıldan miras Horn Fair’i, Charlie Chaplin gösterisinden Punch & Judy’ye, tarih konuşmalarından kostüm yarışmasına ücretsiz bir mahalle şenliğine dönüşüyor. Old Vic’de Michael Rosen, kayıp ve iyileşme üzerine çift gösterilik bir akşamla sahnede; Kelimeler bazen en iyi tedavi. Covent Garden’daki Actors’ Church’te An Evening of Joy, Karla Bear’ın ev sahipliğinde kadın güçlenmesini selamlayan şarkılarla; sahnede West End yıldızları, ENO baritonu Alaric Green, illüzyonist Adam Smith ve daha niceleri var. Akşamı biraz pop tarihinin şah damarıyla kapatmak isterseniz, Underbelly Boulevard’daki “Music of Billy Joel” tam yeri; Andrew Linnie ve altı kişilik grup, şarkı kitabını baştan sona dolaştırıyor.
Aile rotası arayanlara iki küçük not: Osterley Park & House’ta çocuklara göre kurgulanmış “We’re Going On A Ghost Hunt” parkuru, küçük korkular ve büyük kahkahalar vadediyor; Lambeth Fringe programı ise tiyatro ve komedide onlarca seçeneği yan yana getiriyor—erkek yalnızlığını odağına alan “Overwhelm” dikkat çekiyor. Şehrin kitapçıkları, müzeleri, oyun alanları zaten her zaman ücretsiz kaçamaklar için yanında; Metro’ya yakın bir park, akçaağaçların altına dökülen yapraklar ve sıcak bir kakao ile günün üstüne noktayı koymak da fena fikir değil.
Kısacası; ister galerilerde, ister ışıklı bahçelerde, ister bir festival kalabalığının ortasında olun, Londra bu hafta sonu sizi bir yerlerde bekliyor. Şemsiye, rahat ayakkabı, biraz merak… Gerisi akıyor.
