İnternet Yalanlarından Orta Çağ Büyüsüne: Komplo Teorilerini Neden “Yutuyoruz”?
Her gün sosyal medyada geziniyor, başlıklara tıklıyor ve bize sunulan bilgi akışını adeta tüketiyoruz. Peki, bir yalanın, bir komplo teorisinin veya bir propagandanın nasıl olup da zihnimize yerleştiğini ve bir inanca dönüştüğünü hiç düşündünüz mü? Neden bazı fikirleri, kanıtları ne olursa olsun, bu kadar kolay “yutuyoruz”?
Bu modern sorunun cevabı, şaşırtıcı bir şekilde, binlerce yıl öncesinin ritüellerinde saklı olabilir. Fransız sanat tarihçisi Jérémie Koering’in “Iconophages: A History of Consuming Images” (İkonofajlar: Görüntüleri Yutma Tarihi) adlı kitabı, bu tuhaf insan arzusunun izini sürüyor ve günümüzün dijital kaosu için sarsıcı bir ayna tutuyor.
Gücü İçmek: Görüntüleri Tüketmenin Kadim Tarihi
Koering’in kitabı, ilk bakışta garip gelebilecek bir ritüeli merkeze alıyor: ikonofaji, yani görüntülerin veya kutsal nesnelerin gücünü elde etmek için onları fiziksel olarak tüketme eylemi. Bu, sadece sembolik bir eylem değil, somut bir beklentiydi.
-
Antik Mısır’da Şifalı Su: New York’taki Metropolitan Müzesi‘nde sergilenen “Büyülü Stela” (M.Ö. 360-343) bunun en çarpıcı örneklerinden biridir. Bu taş anıtın üzerine oyulmuş hiyerogliflerin üzerinden su dökülür ve bu su, yılan ve akrep sokmalarına karşı şifa bulmak amacıyla içilirdi. İnsanlar, taşa kazınmış tanrısal gücü içerek kendilerine transfer ettiklerine inanıyorlardı.
-
Orta Çağ’da Azizlerin Kalıntıları: Benzer şekilde, Orta Çağ Avrupası’nda azizlerin mezarlarından alınan toz veya kana bulanmış bez parçaları suya karıştırılarak içiliyordu. Örneğin, 1170’te öldürülen Başpiskopos Thomas Becket‘in kanıyla karıştırılmış suyun, Canterbury’de hastaları iyileştirdiğine dair sayısız hikaye mevcuttur.
-
Hristiyanlıkta Evharistiya: Bu gelenek, Hristiyanlığın temel ritüellerinden birinde de en rafine halini buldu. 1551’deki Trento Konsili, ekmeğin Mesih’in bedenine ve şarabın da onun kanına dönüştüğü inancını (transubstantiation) resmileştirdi. İnananlar, Tanrı’yı tüketerek onunla bir bütün haline geliyordu.
Koering, bu ritüellerin temelinde, insanın ilahi olanla, güçle veya şifayla fiziksel bir bağ kurma arzusunun yattığını savunuyor. Soyut bir inanç yetmiyordu; o gücü bedene dahil etmek gerekiyordu.
Yeni Büyü: İnternet Çağının “İkonofajları”
İşte Koering’in kitabını günümüz için bu kadar sarsıcı kılan da bu. Kitap, bu kadim “büyülü düşüncenin” asla ortadan kalkmadığını, sadece form değiştirdiğini gösteriyor. Bugünün kutsal nesneleri, artık taş anıtlar veya aziz kemikleri değil; sosyal medyada dolaşan memler, logolar, emojiler ve sürekli tekrar eden komplo teorileri.
-
Bilgiyi Tüketmek: Aşı karşıtlığı, iklim bilimi inkârı veya çeşitli siyasi komplo teorileri, takipçileri tarafından sürekli olarak “tüketilir”. Bir videoyu izlemek, bir makaleyi paylaşmak veya bir grubun içinde aynı sloganları tekrarlamak, modern bir komünyon ayini gibidir. Bu bilgi parçacıkları, takipçilerin kimliğinin bir parçası haline gelir.
-
Lider Kültleri: Özellikle popülist liderlerin etrafında oluşan kültler, bu durumun en belirgin örneğidir. Liderin imajı, sözleri ve sembolleri, takipçileri tarafından sorgusuzca “yutulur” ve onlara bir aidiyet, bir güç ve bir güvenlik hissi verir. Tıpkı Orta Çağ’da bir azizin korumasına sığınmak gibi, bugün de insanlar bir ideolojinin veya bir liderin “koruyucu” şemsiyesi altına girmek için yanlış bilgileri ve propagandayı birer tılsım gibi benimseyebiliyor.
Koering’in tarihsel örneklerinden çıkarılacak ders oldukça nettir: Bu tür büyülü düşünceler, ne geçmişte salgınları durdurdu ne de günümüzde gerçek sorunlara çözüm oluyor. Aksine, bu ritüelistik tüketim, toplumsal kutuplaşmayı derinleştiriyor ve on yıllarca sürebilecek düşmanlıklara zemin hazırlıyor. Görünüşe göre, tarih kendini tekrar ediyor ve bizler, yeni dijital ikonlarımızı tüketmeye devam ediyoruz.
Jérémie Koering tarafından yazılan “Iconophages: A History of Consuming Images”, Nicholas Huckle tarafından çevrilmiş ve Mart 2025’te Princeton University Press tarafından yayımlanmıştır.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak