Siyah bir zemin, üzerinde pembe bir üçgen ve beyaz harflerle yazılmış sarsıcı bir ifade: “SESSİZLİK = ÖLÜM”. 1987 yılının başlarında New York sokaklarında beliren bu ikonik tasarım, kısa sürede AIDS Koalisyonu’nun (ACT UP) sembolü haline gelecekti. ACT UP, 1980’ler ve 90’lar boyunca HIV/AIDS salgınına karşı mücadele eden ve hükümetin eylemsizliğine meydan okuyan bir aktivizm hareketiydi.
Tarihi protestolardan çok önce, bu sloganın tohumları 1986 yılında Manhattan’daki bir dairede atıldı. O dönemde on binlerce insan AIDS yüzünden hayatını kaybederken, Başkan Ronald Reagan bu ölümcül sendrom hakkında neredeyse hiç konuşmuyordu. Artan kayıplar, hükümetin sessizliği ve toplumsal duyarsızlık, Avram Finkelstein, Brian Howard, Oliver Johnston, Charles Kreloff, Chris Lione ve Jorge Socarrás’ı bir araya getirerek bir bilinçlendirme grubu oluşturmaya itti.
Finkelstein, o dönemi, “Her hafta farklı bir kişinin evinde toplanıyorduk. Yemek paylaşırdık ve AIDS döneminde yaşamanın ne anlama geldiğini konuşurduk” diyerek anlatıyor. Bu toplantılarda kişisel korkular ve endişeler, zamanla politik bir duruşa evrildi. Grup, toplumsal önyargılar ve artan can kayıpları karşısında sessiz kalmayı reddederek, etkili bir mesaj yaratmaya karar verdi.
Seçtikleri pembe üçgen sembolü, tesadüfi değildi. Nazi toplama kamplarında belirli bir azınlığı hedef alıp aşağılamak için kullanılan bu simgeyi alıp, onu ters çevirerek bir direniş ve güçlendirme aracına dönüştürmeyi amaçladılar. “SESSİZLİK = ÖLÜM” sloganıyla birleşen bu sembol, eylemsizliğin ölümcül sonuçlarını ve konuşmanın hayati önemini vurguluyordu. 1987’nin başlarında, bu güçlü posterleri şehrin duvarlarına asmaya başladılar.
Hareketin fitili, aktivist Larry Kramer’in Toplum Hizmetleri Merkezi’nde yaptığı ateşli bir konuşmayla yakıldı. Kramer’in eylem çağrısı, salgından en çok etkilenen toplulukları harekete geçirdi. İki gün sonra ACT UP resmen kuruldu ve ay sonunda 200’den fazla protestocu, deneysel AIDS tedavilerine erişim ve hükümetin harekete geçmesi talebiyle Wall Street’e yürüdü. “SESSİZLİK = ÖLÜM” ikonografisi, bu ve benzeri eylemlerle tüm dünyaya yayıldı.
Sanatçı kolektifi Gran Fury, bu sembolleri kullanarak halk sağlığı sorunları, federal politikalar ve toplumsal önyargılarla mücadelenin görsel dilini oluşturdu. Bu sanat eserleri, AIDS salgını etrafındaki algıyı değiştirmeyi başardı ve bugün kamu malı olarak herkesin erişimine açık durumda.
Avram Finkelstein’ın da belirttiği gibi, “Hareketler, insanlar aracılığıyla yükselir. İnsanlar, duygusal olarak etkilenmeli ve harekete geçmelidir.” “SESSİZLİK = ÖLÜM” posteri ve ACT UP hareketi, tam da bunu başardı: Sessizliği kırarak, görmezden gelinen bir krizi tüm dünyanın gündemine taşıdı ve sayısız hayatın kurtarılmasına öncülük etti.



Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak