Sanatseverler, Madeleine Bialke’nin Newchild Gallery’de açtığı ikinci kişisel sergisi “Eidolons” ile hafızanın hayaletlerle dolu ormanına adım atıyor. 30 Ağustos – 9 Ekim 2025 tarihleri arasında Antwerp’te gezilebilecek olan bu sergi, sanatçının bu yıl boyunca ürettiği ve Kaliforniya’daki Sekoya Ulusal Parkı’na yaptığı kısa ama derin yolculuktan doğan yeni eserlerini sunuyor.
“Eidolons,” Walt Whitman’dan ödünç alınmış, “maddesiz olanın ruhani görüntüleri” anlamına gelen bir terim. Sanatçı, bu yılın başlarında Los Angeles ve San Diego’yu saran orman yangınlarından sadece birkaç gün önce, dünyanın en yaşlı canlı organizmalarından bazılarının arasında iki gün geçirdi. Binlerce yıldır ayakta duran bu dev kızılçamlar, Bialke üzerinde silinmez bir iz bırakmış. Sanatçı, “Ağaçların kendisi zihnimde birer hayalet gibi,” diye düşünüyor. “Bir varlıkları, bir amaçları var, ama şimdi maddesizler; görsel bir günlükteki görüntülerden ibaretler.”
Bu sergi, hem bir saygı duruşu hem de bir hesaplaşma niteliği taşıyor. Bialke’nin parçalanmış hafızası aracılığıyla, Sekoyalar zamanın anıtsal figürleri olarak yükseliyor. Formları insanlığın iklim üzerindeki etkisinin izlerini taşısa da, sessiz bir dirençle ayakta kalıyorlar. Halkaları, yangınların, fırtınaların ve yüzyıllık değişimin anısını taşıyor, sanki Dünya’nın hikayesi onların canlı etine kazınmış gibi. Bialke, bu imgeleri birer kutsal emanet gibi saklayarak, en değerli olanı tarihin derinliklerinde kaybolmadan önce koruyor. Ancak hatırladığı orman el değmemiş değil: Çevresi, giderek daha şiddetli hale gelen orman yangınlarıyla iskelete dönmüş ağaç yığınlarının bulunduğu geniş, çorak dağlarla çevrili. Bu küllü yamaçlar, Sekoyaların dayanıklılığına birer gölge oluşturarak, hayatta kalmalarının ne kaçınılmaz ne de garanti olduğunu hatırlatıyor. Yeşil sığınak ile kavrulmuş çevre arasındaki bu etkileşim, çağımızın ikili gerçeğini yakalıyor: Güzellik ve yıkım, yaşam ve kayıp artık yan yana duruyor, her biri diğerinin yanında daha keskin hale geliyor.
Sanatçının “Ghost Town” (Hayalet Kasaba) adlı tablosunda, izleyicinin varlığı eserin bir parçası haline geliyor. Devasa bir ağacın kabuğu, adeta gözlemciden yayılan bir sıcaklıkla parlıyor. Bu eserde Bialke, bilincin sadece fiziğin bir ürünü değil, gerçekliğin temel bir unsuru olduğu fikrini araştırıyor. “Bitkilerin bir tür bilince sahip olma olasılıkları, olmama olasılıklarından daha yüksek,” diye belirtiyor. “Onlar çabalıyor, önemsiyor, tanıklık ediyorlar.” Bu tablo, izleyiciyi pasif bir seyirci olmaktan çıkarıp, varlığı sahneyi değiştiren bir ışık kaynağına dönüştürüyor.
Bu yüksek, neredeyse panteistik maneviyat sergi boyunca devam ediyor. Whitman’ın Leaves of Grass‘ı gibi, Bialke’nin tabloları doğayla demokratik, bedensel bir birlikteliği öneriyor; insanlığın çevresinden ayrı değil, onunla iç içe olduğu bir anlayış sunuyor. “Life On Earth” adlı tablosunda, yalnız bir figür, neredeyse uhrevi bir ormanda dolaşıyor. Sahne, Caspar David Friedrich’in “Deniz Kenarındaki Keşiş” tablosunun Romantik yüceliğini anımsatıyor. Ancak buradaki vahşi doğa hem kozmik hem de tanıdık değil. Yüksek, uzaylı ağaçlara karşı minik kalan figür, sanki başka bir gezegende bir hacı gibi ilerliyor; sadece bunun, ekolojik çalkantılar ve zamanın acımasız geçişiyle yeniden şekillenmiş kendi gezegenimiz olduğunu fark etmek için.
Zaman da Bialke’nin eserlerinde bir malzeme. Her tablo yavaşça inşa ediliyor, hafıza değiştikçe yeniden hayal ediliyor. Önceki katmanlar boya “izleri” olarak görünür kalıyor – bir zamanlar ne olduğunu işaret eden hayalet kalıntılar. “Out Yonder” adlı tabloda, bir figür tuvali ikiye bölen anıtsal bir ağacın içinde duruyor: geçmiş ve gelecek, koruma ve yıkım, umut ve onun gölgesi.
Norveçli ressam Peder Balke gibi, tek bir yaz geçirdiği Kuzey Burnu’nu ömrünün sonuna kadar resmeden Bialke için de, sekoyalarla kısa karşılaşması tükenmez bir ilham kaynağı olmuş. Bu tablolar aracılığıyla, bize o ormana doğru bir yürüyüş teklif ediyor – devler arasında durma, zamanın ağırlığını ve kırılganlığını hissetme ve belki de her şeyin arkasındaki görünmeyen özü görme şansı sunuyor.