Geçtiğimiz günlerde Museum Angewandte Kunst‘ta açılan “Yes, we care. The New Frankfurt and the Pursuit of the Common Good” sergisini ziyaret ettik. Sergide, 1920’lerin “Yeni Frankfurt” hareketinin kentsel ve sosyal planlama vizyonu, bugünün şehir yaşamı ve “bakım” kavramı arasındaki bağları inanılmaz bir derinlikle ele alınıyor.
Sergi, sadece mimari planları veya tarihi belgeleri göstermiyor; asıl olarak, o dönemin Frankfurt’unun neden bu kadar dönüştürücü olduğunu hissetmemizi sağlıyor. O dönemin yerel yönetimleri ve mimarları, kâr odaklı bir büyüme yerine, “ortak iyilik” ilkesini merkeze almış. Sergi gezerken gördüğümüz gibi, Ernst May gibi isimlerin öncülüğünde kurulan refah, spor ve sağlık ofisleri, eğitim ve konut projeleri, aslında şehrin tüm sakinlerini kapsayan bütünsel bir vizyonun parçasıymış. Sergi, merkezi çamaşırhanelerden, sağlıklı konutlara kadar uzanan bu çabaların, insanların günlük yaşamlarını ne kadar derinden etkilediğini gösteriyor.
Özellikle dikkat çeken bir bölüm, o dönemin hayata geçirilemeyen projelerine ayrılmıştı: kreşler, toplum merkezleri ve kütüphaneler. Bu “ütopik” projelerin tasarımları, serginin bizi bugüne dair eleştirel bir bakışa yönlendiren en güçlü yönlerinden biri. Sergiyi gezerken, yüz yıl önce hayal edilen bu fikirlerin, günümüzdeki bakım krizi, uygun fiyatlı konut eksikliği ve toplumsal ayrışma gibi sorunlara ne kadar güncel çözümler sunabileceğini düşünmekten alamadık kendimizi.
Sergi, geçmişten gelen metinler, fotoğraflar ve film materyallerini, günümüzdeki deneyim ve sorularla ustaca harmanlıyor. “Yes, we care”, sadece bir tarih sergisi değil, aynı zamanda kentlerimizin geleceği ve birbirimize nasıl “özen göstereceğimiz” hakkında düşündüren bir deneyim sunuyor. Kesinlikle görülmeye değer. Sizde sergiyi gezmek isterseniz 11 Ocak 2026 tarihine kadar ziyarete açık olacak.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak