Akıştasın: Göz Yanılgılarının Peşinde: Yooyun Yang’ın ‘Uncommon Sight’ Sergisi

Yükleniyor
svg

Göz Yanılgılarının Peşinde: Yooyun Yang’ın ‘Uncommon Sight’ Sergisi

Temmuz 19, 20256 dk okuma süresi

New York’taki Stephen Friedman Gallery, Koreli sanatçı Yooyun Yang’ın yeni resimlerinden oluşan, merak uyandıran ‘Uncommon Sight’ sergisine ev sahipliği yapıyor. Yang’ın 2022’deki 58. Carnegie International’daki iddialı ABD çıkışının ardından, bu onun New York’taki ilk kişisel sergisi. Biz de bu eşsiz deneyimi yaşamak için sergiyi ziyaret ettik.

Yang’ın tabloları, gerçek ile hayal edilen ve onun “görsel hata” olarak tanımladığı, bir şeyin ilk bakışta göründüğü gibi olmamasıyla yaşanan alanı betimliyor. Sanatçı, anlık görüntülerden yola çıkarak, çağdaş yaşamın köşelerine ve sıklıkla gözden kaçan geçici anlara dalan esrarengiz görsel anlatılar yaratıyor. Yang’ın emici Jangji kağıdı – dut ağacı kabuğundan yapılan el yapımı Kore kağıdı – üzerine birden fazla ince katman akrilik boya uygulama tekniği, yumuşak, pastel renk paletiyle birleşince, adeta bir film noir’ı anımsatan sisli, sinematik bir etki yaratıyor. Sergide dolaşırken, tabloların bu kendine özgü dokusu ve renk geçişleri bizi adeta başka bir dünyaya taşıdı.

Yang’ın yeni eserleri, 2022’de yaptığı ‘The Site’ adlı bir tablodan ilham alıyor. Seul’de terk edilmiş bir binada yürürken, yerde bırakılmış bir grup sahne ışığıyla karşılaşmış. İlk bakışta, ışıkların birikimi parlayan bir bedeni anımsatmış ve Yang’ın gördüğü zararsız gerçeği anlaması bir an sürmüş. İşte tam da bu aksaklık, beynimizin gerçek ile hayal ürünü arasında ayrım yapmadan önceki o an, sanatçının hayal gücünü ateşlemiş. ‘The Site’ sahnesi, Yang’ın yeni tablosu **’Visual error’**da daha büyük ölçekte yeniden yaratılmış; ışıkların telleri adeta parlayan uzuvlar gibi birbirine dolanıyor. Bu, sergide deneyimlediğimiz en etkileyici anlardan biriydi.

Pareidolia (rastgele uyaranlara anlam yükleme eğilimi) deneyimi, sergi boyunca beklenmedik, çoğu zaman tekinsiz karşılaşmalarla somutlaşıyor. Zararsız nesneler, uğursuz niyetli antropomorfik varlıklara dönüşüyor; metal bir direk, kumaşla kavranmış bir boyun şeklini alıyor, bir pencere perdesinin kordonu bir ilmeği andırıyor. Yang’ın da belirttiği gibi, “Sıradan konulara yabancılaşmamızı sağlayan, tanıdıklığın yenilikle çarpıştığı anlara çekiliyorum.” Sergi, beynimizin bize oynadığı bu oyunları izleyiciye ustaca hissettiriyor.

Yang, benzer şekilde yakın çekim portreler serisinde de ‘görsel hatayı’ keşfe çıkıyor. Konu ile izleyici arasında mesafe yaratmak için kırpma ve kompozisyon araçları kullanarak, yaşadığımız “endişe çağı”nda hissedilen izolasyonu aktarıyor. Görüntüdeki hareket bu mesafeyi pekiştiriyor; konuların yüzleri, sanki titrek bir kamera tarafından çekilmiş gibi bulanık. Bu, Yang’ın düz fırça darbeleri kullanmasıyla sağlanıyor; bu, insan formunu tipik olarak betimleyen kavisli çizgilerden bilinçli bir sapma. İzleyicinin burada işi var, istikrarsız bir görüntüde tutarlılık ve denge yaratmak için boşlukları doldurması gerekiyor. ‘Split glitch’ adlı eserde Yang, kırpılmış bir yüzü resmetmiş; Jangji kağıdının gözenekliliği, cilt tonunun inceliklerine ve nüanslarına mükemmel bir zemin sağlıyor. Konunun bakışları izleyicinin ötesine sabitlenmiş, gözlükleri bir ışık parlamasıyla bozulmuş. Yang, tabloda bir tür çift görüşü taklit ederek, izleyicinin zihnini görüntüyü gerçek formuna dönüştürmeye teşvik ediyor. Bu tabloların her biri, bizi kendi algımızın sınırlarını sorgulamaya itti.

Sergideki tüm eserlerde bir geçicilik duygusu var; sanki bir kar küresi sallandıktan hemen sonraki, parçacıklar yerleşmeden ve gerçek görüntü ortaya çıkmadan önceki anı izliyormuşuz gibi. Küratör ve yazar Hayoung Chung’un Yang’ın çalışmaları hakkında John Berger’a atıfta bulunarak yazdığı gibi, “Perspektif, belirli bir uzay-zamanda tek bir gözlemciyi oluşturur, gerçekliğin tüm görüntülerini kesinmiş gibi düzenler. Ancak kameranın merceği, Yang’ın görüntülerinde görüldüğü gibi, aslında tek bir merkezin olmadığını ortaya koyar.” Yang’ın tabloları, zihnimizin bize oynadığı oyunları ve algının bireyselliğini, huzursuz bir dünyada sürekli değişen hallerini düşünmeye davet ediyor. Bu sergi, kesinlikle kaçırılmaması gereken, zihin açıcı bir deneyim sunuyor.

 

Fotoğraflar:Stephen Friedman Gallery

Bu haber adada kalmaya devam etsin mi?

0 People voted this article. 0 Upvotes - 0 Downvotes.
svg

Aklında bir şey mi var?

Yorumları göster / Yorum bırak

Cevap ver

Yükleniyor
svg