Kırmızı Paltolular: Hafıza, Kimlik ve Gölgeler
Bir süredir çocuk ve gençlik kitaplarını elime alamaz olmuştum ama işte bu kitap girdiğim bu yaz depresyonunu kırdı. Bu gençlik romanı, iyi kitaplar herkes içindir tezimi onaylayan bir okuma oldu benim için. Üstelik kişisel tarihim adına öyle bir zamanda okudum ki Kırmızı Paltolular hem çocuk ve gençlik kitaplarına hem de kendi gençliğime, aidiyet kavramının içimde filizlenmeye başladığı o ergen günlere dönmemi sağladı. Ergenlik denen dönem insan ömrünün en zor dönemlerinden bana kalırsa. İçinde sürekli kendini arayan, bulduğunu zanneden ama uzun yıllar sonra aslında pek de bir şey bulamadığını anlayan
insanın, kendine karşı en çaresiz dönemlerinden biri. Bu eser beni bazı derin düşüncelere sürükledi. Yazarının psikanalist olmasının da bunda büyük bir etkisi var kuşkusuz. Kırmızı Paltolular, Günışığı Kitaplığı’nın gençlik kitapları yayımlayan markası ON8 etiketiyle ve Tülin Sadıkoğlu çevirisiyle okurla buluşuyor. Roman, günümüz gençlik edebiyatının oldukça önüne geçtiğini söyleyebileceğim bu roman psikolojik ve varoluşsal sorgulamalarıyla ve derinliği ile oldukça dikkat çekiyor. Distopik bir anlatı sunan bu eserde ölüm ve karanlık temalar da ön planda. Merak uyandıran bu gizemli tema, yüzeysel bir anlatıdan uzak. Tam tersine hem genç okurlara hem de yetişkinlere farklı sorgulamalar yaptıracak güçte.
Bireyleşme İmtihanı
Romanın merkezinde lise öğrencisi dört genç var: Alberto, Paolina, Mattia ve Eleonora. Dördü de birbirinden farklı sosyal geçmişlere, aile yaşantılarına ve karaktere sahip bu gençlerin ortak noktası içlerindeki o büyük boşluk. Ergenlik döneminin laneti adeta. Fakat bir gün, ortak noktalarının daha fazla olduğunu fark ediyorlar. Kırmızı paltolu kadınların hayatlarına girmesiyle… Bu kadınlar, Alberto, Paolina, Mattia veya Eleonora ne dilerse dilesin gerçekleştirmeye hazırlar. Peki amaçları ne? Daha doğrusu kim bunlar?
Özgürlük mü Manipülasyon mu?
Bir kurtarıcı aradığımız zamanlardan sık sık geçeriz. Bırakın gençliği, yetişkinlikte de sıkça görülen bir durum bu. Biri bizim için bir şeyler yapsın, hayatımızı güzelleştirsin, kolaylaştırsın isteriz zaman zaman. Ergenlikte de kendimizi bir kurtarıcı ararken bulmuş olmamız olası. Kitabımızın kahramanı bu dört genç, geçmişleriyle gelecekleri arasında köprü kurmaya çalıştıkları süreçte aslında içlerinde yarattıkları o boşluktan doğan mucizeler, onları bir kurtarıcı edasıyla ele geçirmek istiyor. Kırmızı paltolu kadınlar, gençleri ağırlığını kaldıramayacakları kadar büyük bir seçime tabi tutuyor.
Bilinçdışı, Hafıza, Kimlik: Ben Kimim?
Roman, sadece bireysel anlamda değil aslında kolektif düzeyde de hafızamızı, anılarımızı yoklamamıza ve hangilerinin gerçek hangilerinin manipüle edilerek zihnimize yerleştirilmiş olduğu noktasında bize farklı düşünceler sunma potansiyeline sahip. Dört gencin geçmişi bazen çarpıtılmış, bazen değiştirilmiş şekilde anlatılmış onlara. Kırmızı paltolu kadınlarsa bu çarpıtılmış ya da yalan anıları gençlerin gözleri önüne seriyor. Bu durum hepimizin geçmişe bakma isteğini körükleyebilecek kadar
dikkat çekici. Çevremiz ya da daha da vahimi kendimiz tarafından ne kadar manipülasyona maruz kaldık?
Kırmızı Paltolular, içeriğiyle oldukça derin bir roman olsa da gençleri asla sıkmayacak sade bir anlatım diline sahip. İki ergen annesi olarak, okumayı seven hiçbir çocuğun sıkılmayacağı hatta kurgunun merak uyandırıcı etkisiyle 264 sayfalık bu romanı hızla bitirebileceklerini söyleyebilirim. Kırmızı Paltolular’ı,14 yaş ve üzeri tüm okurlara tavsiye ederim.
İnceleme Yazarı: Pınar Taşçı
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak