2025 yılı aksiyon sineması açısından tam bir enerji patlamasıydı. Devam filmleri, yeniden başlatmalar, türler arası deneyler ve bağımsız çıkışlar… Hepsi, aksiyonun hâlâ ne kadar yaratıcı bir alan olabileceğini kanıtladı. İşte yılın şu ana kadar öne çıkan 12 aksiyon filmi — hızın, şiddetin ve hikâyenin buluştuğu en etkileyici yapımlar.
Ballerina
“John Wick” evreninde geçen ama kendi yolunu çizen Ballerina, Keanu Reeves yerine Ana de Armas’ı merkeze alarak seriye taze bir soluk getiriyor. Acemi bir suikastçının hayatta kalma mücadelesi, koreografi ve stil anlamında serinin en estetik işlerinden biri. Wick evreni, artık tek bir efsanenin omzuna yüklenmek zorunda değil.
Den of Thieves: Pantera
Gerard Butler’ın “çöplük kralı” enerjisini koruyan film, Paris’te geçen yüksek tempolu soygun sekansları ve pratik çekimlerle dikkat çekiyor. Big Nick ve Donnie ikilisinin çatışmalı dostluğu, aksiyonun sertliğini mizahla dengeleyen bir atmosfer yaratıyor. “Dudes rock” sinemasının 2025’teki temsilcisi.
F1
Top Gun: Maverick’in yönetmeni Joseph Kosinski, bu kez direksiyona geçiyor. Brad Pitt’in yaşlanmış bir pilotu canlandırdığı F1, gerçek pistlerde ve gerçek araçlarla çekilmiş sahneleriyle izleyiciyi yarışın içine yerleştiriyor. Hız, ter, motor sesi… Hepsi bu kadar yakın hiç olmamıştı.
Mission: Impossible – The Final Reckoning
Serinin finali hem duygusal hem fiziksel olarak sınırları zorluyor. Tom Cruise yine ölümle dans ediyor: sessiz dehşet dolu denizaltı sekansı ve ardından gelen çift kanatlı uçak kavgası, tüm franchise’a yaraşır bir kapanış sunuyor. Ethan Hunt, bir kez daha “imkânsız”ı gerçekleştiriyor.
Novocaine
Jack Quaid’in başrolde olduğu Novocaine, “acı hissetmeyen” bir adamın hikâyesini aksiyon-komedi dengesinde anlatıyor. Yaraları iyileşmeyen ama acıyı da hissetmeyen bir kahraman düşünün — hem trajik hem komik. Amber Midthunder’la birlikte tempolu, yaratıcı bir sürpriz.
Predator: Killer of Killers
Dan Trachtenberg, Prey sonrası seriyi animasyona taşıyor ve sonuç: görsel bir patlama. Viking köylerinde, samuray çatılarında, II. Dünya Savaşı’nda ve uzak bir gezegende geçen dört farklı av hikâyesi. Yaratıcılık sınır tanımıyor, her sahne ayrı bir aksiyon şöleni.
Primitive War
Vietnam Savaşı’nda bir tim, kayıp askerleri ararken ormanda dinozorlarla karşılaşıyor. Düşük bütçesine rağmen tamamen delirmiş bir tempo ve pratik efektlerle dolu bu film, Jurassic World’ün yapamadığını yapıyor: saf, çılgın eğlence. Tür karışımı aksiyonun yılın en beklenmedik hiti.
One Battle After Another
Paul Thomas Anderson’ın aksiyona girişi sinema olayıydı. Teyana Taylor, Leonardo DiCaprio ve Benicio del Toro’lu film, kamera hareketleriyle neredeyse fiziksel bir deneyim yaratıyor. Politik isyan, kaçış sekansları ve çölün tozunu yüzüne vuran kamera diliyle yılın en “hissettirilen” aksiyonu.
Sinners
Ryan Coogler, vampir mitini bir blues barına taşıyor. Sinners, müzik, aşk, kan ve direnişi aynı potada eritiyor. Michael B. Jordan’ın canlandırdığı kulüp sahibi, hem insan hem vampir tehditleriyle savaşırken sahne müziği bile silaha dönüşüyor. Tür karışımı bir başyapıt adayı.
Superman
James Gunn’ın yeniden başlattığı Superman, David Corenswet’in samimi Clark Kent’i sayesinde yeniden sevdiriyor kendini. Aksiyon sahneleri neşeli ama zarif, Nicholas Hoult’un Lex Luthor’u karizmatik, hatta Krypto bile sahneleri çalıyor. Aksiyon ve umut aynı karede buluşuyor.
The Accountant 2
Ben Affleck ve Jon Bernthal kardeşliğiyle daha “buddy movie” havasına bürünen devam filmi, daha sade ama daha olgun bir aksiyon anlayışına sahip. Gereksiz gösteriş yok, karakter zekâsı ve güçlü diyaloglar var. “Az ama öz” aksiyonun modern örneği.
Warfare
Alex Garland ve Ray Mendoza imzalı Warfare, savaşın en çıplak hâlini sunuyor. Gerçek asker tanıklıklarından oluşturulmuş film, tek bir evde, kesintisiz çatışma atmosferinde geçiyor. Gürültü, korku ve gerçeklik hissiyle “aksiyonu neden seviyoruz?” sorusunu izleyiciye geri yansıtıyor.
Apartman No:26 Notu
2025 aksiyonu, her yönüyle çeşitliliğin yılı oldu. F1 ve Pantera pratik çekimlerle ter kokusunu hissettirdi; Predator: Killer of Killers animasyonun özgürlüğünü kullandı; PTA ve Coogler gibi auteur’ler tür sinemasını yeni bir noktaya taşıdı. Bu yıl aksiyon, sadece patlamalar değil; insanın sınırlarını, hayatta kalma içgüdüsünü ve bazen sadece deliliği anlatmanın en görkemli yolu oldu.












