Akıştasın: “Yaşadığımı en hissettiğim hâlim aşkın da dahil olduğu zamanlar oluyor”

Yükleniyor...
svg

“Yaşadığımı en hissettiğim hâlim aşkın da dahil olduğu zamanlar oluyor”

Kasım 3, 202413 dk okuma süresi

Komşu, haberi sana okumamı ister misin?

Söz yazarı, besteci ve aranjör kimlikleriyle karşımıza çıkan Cihan Mürtezaoğlu, parçalarını ‘umut ve melankoli’ gibi birbirine çok zıt iki kavramla başarılı bir şekilde harmanlayan nadir sanatçılardan biri. Cihan Mürtezaoğlu ile ilk defa Apartman No:26’ya bahsettiği anıları, geçmişe dair bazı detayları ve gelecek projeleri hakkında konuştuk.

 

“Şarkılarım, umudu hiçbir zaman elden bırakmayan birinin

pastel renklerden oluşan bir manzarayı izlemesi gibi”

 

-Öncelikle, nasılsın?

Merhabalar, bu aralar bir turneden döndüm. İç Anadolu turnesi yaptım yeni bitti, iyiyim teşekkür ederim.

-Uzun yıllardır şarkı sözü yazıyorsun, müzik yapıyorsun. Senin için şarkı sözü yazma aşaması nasıl bir süreci kapsıyor?

Çok değişken bir süreç olduğunu söyleyebilirim.  Her şarkıda bambaşka bir hikâye olabiliyor. Ama şarkı sözü yazdıktan sonra değişmeyen bazı aşamalarım oluyor. Önce bir müzik parçası ortaya çıkıyor, sonra onu bir form haline getirmeye çalışıyorum. Formu tamamladıktan sonra da üzerine anlatmak istediğim hikâyeyi inşa etmeye çalışıyorum. Genellikle bu şekilde ilerliyor. 

-Karaladığın ama zamanını bekleyen parçaların hâlâ var mı?

Çok fazla var. Aslında cep telefonuna kaydettiğim demolar da var bir sürü. Onlar kendi zamanını bekliyor gibi hissediyorum. Bence bazı şarkıların yazıldıktan sonra bir süre demlenmesi gerekiyor. Zamanı geldiğinde de elbette yayınlamayı düşünüyorum. 

 

“Yaşadığım şeyler üzerine parçalar yapmayı daha çok seviyorum”

 

-Hikayeler üzerine kurduğun şarkılar mı, yoksa kurguyla hikâyenin iç içe geçtiği şarkılar mı? Cihan Mürtezaoğlu hangisini tercih eder?

Genellikle bir besteyi bir müzik pasajı üzerine inşa ettiğimi söyleyebilirim. Bu anlamda kurgusal olduğu söylenebilir. Ancak tercihim kurgusal olan bir anlatıdan ziyade, yaşadığım şeyleri aktarmak. 

-Yani, parçalarının çoğunun yaşanmışlıklar üzerine olduğunu söyleyebilir miyiz?

Bu değişebiliyor, bazen gerçekten yaşanan bir olay oluyor, bazen de kurmaca. Genel olarak hayattaki yaşanmışlıklar için de kurmaca diyebiliriz diye düşünüyorum.  Soruya dönecek olursak da, yaşadığım şeyler üzerine parçalar yapmayı daha çok seviyorum.

 

“Aslında bir film projesi için yapılmıştı”

 

-Bu yıl yayınlanan ‘Köprülerin Üzerinde’ albümünün içinde bazı eski kayıtların yer aldığını görüyoruz. Hangi şarkının hikâyesini bizimle paylaşmak istersin?

Köprülerin üzerinde albümünde yeni yayınlanmış bir şarkının hikayesinden bahsetmek isterim. ‘Yana Yana’ isimli bir şarkı. Bu detayı ilk kez sizinle paylaşıyorum. Ali Atay’ın aklında bir film projesi oluşturmak vardı. Filmin müziklerini benim yapmam hakkında bir duygusu olduğunu söylemişti. Bunun üzerine buluştuk ve ardından ‘Yana Yana’ parçası çıktı ortaya. Parçayı yazdıktan sonra proje rafa kalktı, geriye o şarkı kaldı. İşte Yana Yana’nın asıl çıkışı böyleydi.  

-Son albümün temposu diğer parçalara göre daha yüksek. Müziğinin rotası yön mü değiştiriyor?

Yani aslında müzik stilleri arasında arayışlar yapmak hoşuma gidiyor. Aynı albümde ‘Camdan tepside’ diye bir parça var. Onu tekli olarak yayınlamıştım öncesinde ve stili elektronik müzik tarzında olduğu için temposunun daha yüksek olduğu söylenebilir. Rotanın yön değiştirip değiştirmediğini söylemek biraz belirsiz. Rota bazen yeniden kuruluyor, bazen tekrar bulunuyor, bazen yine kaybediliyor sonuçta. 

-Yeni albümündeki şarkılar ‘umut’ dolu bir tarafında var olduğunu hatırlatıyor sanki. Yine de Cihan Mürtezaoğlu şarkıları denildiğinde ‘buruk’ bir yan var hep. Sen şarkıların için ne düşünüyorsun?

Aslında şarkılarım melankolik olsa da, kendim melankolik bir insan değilim. Hatta ‘umut’ tarafını elden bırakmayı da pek sevmiyorum. Dinleyicilerin de şarkılara odaklandığı zaman bunu fark edeceğini düşünüyorum. Hep bir umut kırıntısı göze çarpıyor.  O nedenle şarkılarıma dışarıdan bir gözle baktığımda ‘umudu elden bırakmayarak pastel renklerden oluşan bir manzaraya bakmak’ gibi hissettirdiğini söyleyebilirim.  

 

“Aşk dahil olunca, yaşadığımı hissediyorum”

 

-Tam anlamıyla ‘prime’ bir dönem yaşıyorum’ diye düşündüğün bir zamandan aklında kalan, tatlı bir anı?

Bu tür şeyleri müzik kariyerinden değil de hayatta yaşanan şeyler üzerinden hatırlarım hep. Böyle dönemleri düşündüğümde aklıma aşk geliyor. Yani, sahici ve sıkı bir aşkı yaşadığım dönemleri hatırlıyorum. Yaşadığımı en hissettiğim hâlim aşkın da dahil olduğu zamanlar oluyor. Bu tür durumlarda kendimi en prime halde hissediyorum. 

-Peki, müzik kariyerinde unutamadığın, seni sıkan ve zorlayan bir dönem var mı?

Şarkı yazmaya başlamadan önce çok fazla sanatçıya sahnede eşlik ettim. Çoğunluğunu herkes tanır. Özellikle birlikte fazla konser verdiğimiz dönemdeki bir sanatçıya eşlik ederken zorlandığımı söyleyebilirim. Orada bulunurken hem çok şey öğrendim, hem de fazla zorlandım. Zaten müzik ilişkisinin bittiği aşama da beni zorlamıştı. İsim vermeden bunu kapatmış olayım. 

-Birçok dinleyicinin her anlamda arkadaşı, yandaşı olabiliyorsun. Bu sayede hem seni daha yakından tanıyorlar, hem de hislerini paylaşmak için kaçabilecekleri küçük bir alan yaratıyorsun. Dinleyicilerle böyle bir birlik yaratabilmek sana neler düşündürüyor?

Öncelikle çok güzel bir yorum, bunun için teşekkür ederim. Dinleyiciyle aramızda böyle bir şey olduğunu ben de hissediyorum. Hatta yakın zamanda Burgazada’da verdiğim bir konserde bunu tekrar anladım. Konser sırasında şarkılarımı orijinal temposundan daha hızlı çalmaya başladım sanırım. Alkışlayıp eşlik eden dinleyiciler de beni doğru tempoya çekmeyi başardı. Tempo oluşturarak yavaş yavaş orijinal hıza geri döndüm. İşte o alanda, insanların şarkılarımı benden daha iyi bildiğini gördüm ve ne kadar içselleştirmiş olduğunu hissettim. Aynı ekibin birer parçasıydık. 

 

“İnsanlar yoracak, sen kalbinin kıymetini unutma”

 

-Müzik sektörüne yeni adım atan Cihan’a not bırakacak olsaydın, bu ne olurdu?

Bu soruya daha önce yazdığım ‘Yirmilerime mektup’ şarkısıyla cevap vermek isterim. Hatta belki bu şarkıyı da yayınlarım. Parçada kendime, insanların kalbimi yoracağından bahsediyorum. Devamında, kalbimi diplerde yormamam gerektiğini ve bunun ne kadar kıymetli olduğunu hatırlatıyorum. Beni yoracak insanların da bir şeylerden korktuğunu anlatıyorum. Yeni adım atan Cihan’a hatırlatmak istediklerim de bunlar olurdu.  

-Farklı sanatçıların sahnesine konuk oluyorsun, birlikte çalışmak istediğin ve proje düşünürüm dediğin birileri var mıdır?

Birlikte çalıştığım çoğu sanatçıyla kadersel bir karşılaşma sonucunda bir araya geldiğimi söyleyebilirim. O nedenle soruya vereceğim yanıt, kadersel bir karşılaşma yaşadığımda seve seve proje düşüneceğim yönünde. 

-Şarkılarında ‘Yol, yolculuk’ temalarını sıkça görüyoruz. Senin için yolculuk yapıp eve dönmek mi, yer değiştirip bir süre kalıcı olmak mı daha iyi?  Ev hissiyatını hangisinde yakalayabiliyorsun?

Ben aslında ev duygusuna sahip biriyim. Aynı zamanda stüdyom da evimde. O yüzden kesinlikle yolculuk yapıp eve dönmeyi tercih ederim. Bir şehre gidip kısa süreliğine de olsa kalıcı olmak, bana pek uymayan bir şey. Bulunduğum yerde kalıcı olmak daha uygun. Benim için ev hissi budur. 


Yakın zamanda bir grup konseri geliyor!


-Seni sahnede genellikle tek başına dev kadro olarak görüyorduk. 5 Aralık’ta ekip olarak çalıyorsunuz. Bundan sonra bizleri grup performansları mı bekliyor?

Birlikte çaldığım müzisyen arkadaşlarımla karar verdik, yakın zamanda bir konser yapalım istedik. 5 Aralık’taki konser de özel olacak. Grupça devam edip etmeyeceğimizi gidişat gösterecek diyebilirim.  Gruplu konser olmasında takipçilerimin rolü olduğunu dile getireyim. Bu talep yoğunlaşınca, orkestrayla böyle bir karar vermiş olduk.

-İlerleyen süreçte bizi yeni projeler bekliyor mu?

Bu aralar kendi kendime pek çok şarkıyı düşünüyor ve kaydediyorum. Bir plan, proje çizdiğimi söyleyebiliriz. Bir süre albüm yapmak istemediğim için tekli bir şarkı yayınlamak istiyorum. Net bir karar olmamakla birlikte, yayınlayacağım tekli şarkı yeni parçalarımdan olabilir. Aynı zamanda turnelere devam ederek gitmediğim şehirlerde konser vermeye çalışıyorum. 

 

Apartman Dedikoduları

-3 kelimeyle nasıl bir komşusun?

Gürültülü, sessiz, vefalı.

-En sevdiğin 3 şarkı?

Erkan Oğur- Mor Dağlar
Bülent Ortaçgil – Kimseye Anlatmadım
Radiohead – The Tourist

-En yakın hissettiğin film?
Amak-ı Hayal

– Google’da en son ne aradın?
Parfüm aramışım.

-Uğurlu bir eşyan var mı?

Evin salonundaki sehpam.

-Gittiğin ilk konser?

Ortaokulda gittiğim Yaşar Kurt konseri.

 

 Yazar adı: Estée

Bu haber adada kalmaya devam etsin mi?

Kalsın9SonuçlarGitsin
9 People voted this article. 9 Upvotes - 0 Downvotes.
svg

Aklında bir şey mi var?

Yorumları göster / Yorum yap

Cevap ver

Yükleniyor...
svg