Venedik’ten Selanik’e birçok festivalde yankı uyandıran Vittoria, Alessandro Cassigoli ve Casey Kauffman imzasıyla İtalyan sinemasında yeni bir anlatım diline açılan kapılardan biri. Film, belgesel ile kurmacayı iç içe geçiren “Cinema di Reale” yaklaşımıyla, bir annenin içsel boşluğu, kayıplar ve aile olmanın sınırlarını sorguluyor. Gerçek hikâyeye dayanan bu film, kendi hayatlarını canlandıran oyuncularıyla hem kurgusal hem de sahici bir deneyim sunuyor.
Napoli’de üç çocuk annesi Jasmine, yaşamının tam ortasında tekrar inşa edilmesi gereken bir şey olduğunu hisseder. Babasının ölümünün ardından zihnini meşgul eden küçük bir kız çocuğu imgesi, onu içsel bir arayışa sürükler. Bu hayali kız, Jasmine’in “tamamlanma” arzusunu körükler. Oysa zaten ailesi vardır, işi vardır, hayatı vardır. Ama yetmez. Ve bu eksiklik duygusu, onu uluslararası evlat edinme sürecine sürükler.
Jasmine’in hayalini gerçekleştirme arzusu, ailesiyle çatışmasına ve içsel çözülmelerine neden olur. Film, bu süreci yalnızca bir hikâye olarak değil, bir yüzleşme olarak da izleyiciye taşır. Çünkü sahnede gördüğümüz herkes, aslında kendi hikâyesini yeniden oynamaktadır.
🏆 Festivallerden Övgüler ve Ödüller
-
2024 Selanik Film Festivali: En İyi Film – Golden Alexander
-
2024 Kahire Film Festivali: En İyi Senaryo – Naguib Mahfouz Ödülü
-
Venedik ve İstanbul Film Festivalleri: Resmî Seçki
Eleştirmenler, özellikle filmin “sade ama derin” anlatısını ve izleyiciyle kurduğu duygusal bağı öne çıkarıyor.
💬 Eleştirilerden Alıntılar
-
High On Films: “Samimi ve yıkıcı bir hikâyeye tanıklık ediyorsunuz.”
-
Dog and Wolf: “İnsanın kalbine dokunan, narin ve umut dolu bir gerçeklik.”
-
La Biennale: “Bu insanlar sizin insanlarınız gibi. Ve final, hayatın kendisi kadar özgün.”
-
Next Best Picture: “Jasmine’in arzusu kimi zaman bencil gelebilir, ama film bunu saklamıyor. Ve işte tam da bu yüzden güçlü.”
🎯 Apartman No:26 Notu
Duyguların Süzgecinden Geçmiş Bir Film
Vittoria, sinemanın empati kurdurma gücünü en saf hâliyle kullanan, sessizce ama güçlü bir biçimde izleyicisini dönüştüren bir film. Gözyaşı dökmek zorunda bırakmadan, kalbe dokunan o nadir yapımlardan biri.
Bu filmi izlerken yalnızca bir annenin mücadelesine değil; kendi içimizdeki arzulara, korkulara ve aile algısına da bakma fırsatı buluyoruz.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak