1938 yılında, uzak bir Galler adasının kıyılarına ölü bir balina vurur. Tüm hayatını adada geçirmiş Manod için bu hem bir kıyamet alameti hem de adanın kıyılarının ötesinde neler olabileceğinin bir sembolü gibidir. Babası ve kız kardeşiyle yaşayan genç Manod, ailesinin nesiller boyunca ev bildiği güzel ama bir o kadar da sert adanın ötesindeki hayatı keşfetme
arzusundan kurtulamaz.
Kıyıya vuran bir balinanın ölümünün ardından ada kültürünü incelemek üzere gelen iki İngiliz etnograf, ona hem kendi toplumunun dışındaki hayata bir bakış hem de bir kaçış yolu sunar. Etnograflar çalışırken topluluğunun yanlış anlaşıldığı ve egzotikleştirildiği yönündeki şüphelerine rağmen, duygularıyla hesaplaşmak zorunda kalacaktır. Balinanın Ölümü, keskin bir zekâyla yoğrulmuş ışıl ışıl anlatımla, bireyin hesaplaşmalarıyla çarpışan toplumun hikâyesi, üzerlerine kapanan dış dünyayla yüzleşmek zorunda kalan insanların hayatı… Connor, uçurumun kenarındaki bir topluluğun ve bir kadının incelikli portresini gözler önüne seriyor.
Kitap İçin Ne Dediler?
“Balinanın Ölümü, sakin, aydınlık bir kusursuzlukla yazılmış, her duygusu özenle işlenmiş, ada hayatının dramını delici bir doğrulukla gözler önüne seren güçlü bir roman.” -Colm Toibin, New York Times çoksatan yazarı
Büyük bir değişimin eşiğindeki dünyada geçen enfes, çağrışımlarla dolu bir ergenliğe giriş
hikâyesi. – The Observer, 2024 Yılının En İyileri
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum yap