Akıştasın: The Met’e Gidemiyor musunuz? Artık VR ile İçeridesiniz

Yükleniyor
svg

The Met’e Gidemiyor musunuz? Artık VR ile İçeridesiniz

Kasım 16, 20254 dk okuma süresi

Dünyanın en çok ziyaret edilen müzelerinden biri olan The Metropolitan Museum of Art, fiziksel sınırlarını aşarak yeni bir döneme geçti. Kurum, ilk kez geliştirdiği iki kapsamlı VR sergisi ile The Met’in en ikonik bölümlerini ücretsiz biçimde dijital ortama taşıdı:
Dendur Tapınağı ve Okyanusya koleksiyonunun yeni galerileri.

İster VR gözlüğüyle deneyimleyin, ister bilgisayar ekranında gezin… Bu yeni dijital sergiler, 3D taramalarla hazırlanmış detaylı modeller, interaktif görevler ve mekân içinde dolaşma hissi veren bir kurguyla ziyaretçiyi müzenin içine adeta çekiyor.

1. Dendur Tapınağı: 1. Yüzyıldan Dijital Evrene

The Met’in en bilinen mekânlarından biri olan Dendur Tapınağı, bu kez dijital bir yeniden yorumla karşımıza çıkıyor.
Mısır ve Nubya tarihine referanslarla ilerleyen VR deneyimi:

  • Tapınağın 1960’larda ABD’ye transfer edilme sürecini

  • 1970’lerde gerçekleştirilen konservasyon çalışmalarını

  • UNESCO ve arşiv kaynaklarından derlenmiş yeni görüntüleri

  • Dijital bir “yeniden inşa” simülasyonunu

bir araya getiriyor.

Ziyaretçiler, tıpkı bir oyun içinde olduğu gibi, tapınağın farklı bölümlerine giriyor, bilgileri keşfediyor ve deneyimin sonunda sesli bir not bırakarak turu tamamlıyor.

2. Okyanusya: Zamanın ve Mekânın Yeniden Kurulduğu Galeriler

Michael C. Rockefeller Wing’in yenilenen Okyanusya bölümü artık VR içinde de gezilebiliyor.
Sergi, hem mekânsal olarak hem de ritüel estetiği açısından yoğun bir atmosfer yaratıyor.

Dijital tur, Inyai-Ewa kültürüne ait “Female Ancestor Figure” ile açılıyor.
Tavanda yer alan Ceremonial House Ceiling ise yüzlerce boyalı kabuk panelini içeren bir görsel anlatıya dönüşüyor.

VR senaryosu oyun mantığıyla ilerliyor:
Kullanıcıların galeride gizlenmiş 16 eseri keşfetmesi gerekiyor.
Bazıları bitkilerin arasında saklı, bazıları ise beklenmedik yerlerde beliriyor.

Bu yönüyle tur, yalnızca bir sergi gezisi değil; mekânsal hafızayı aktive eden bir keşif rotasına dönüşüyor.

Teknolojinin Yeni Kullanım Alanı: Kod Yazmadan VR Sergi Üretmek

The Met’in Dijital ve Yeni Teknolojiler Departmanı, bu projeyi Atopia adlı kültür odaklı VR platformuyla birlikte geliştirdi.
Bu işbirliğinin önemli tarafı ise şu:

🔹 Aynı altyapı artık diğer kültürel kurumların da kod yazmaya gerek kalmadan kendi VR sergilerini üretmesine izin verecek.

Bu, yakın gelecekte müzeleri ve arşivleri uzaktan gezmenin yeni standartlarından biri olabilir.

Sanat Alanında Yeni Bir Eşik

The Met Direktörü Max Hollein, VR projelerini “dünyanın neresinde olursa olsun herkes için erişilebilir bir kültür deneyimi” olarak tanımlıyor.

Bu yaklaşım; sanat kurumlarının yalnızca fiziksel kalabalıklara değil, küresel dijital topluluklara da açılmak istediğinin güçlü bir göstergesi.

No:26 olarak söyleyebiliriz ki bu tür VR girişimleri:

  • kültürel mirasa erişimi demokratikleştiriyor,

  • yeni nesil izleyiciyi müze pratiğine çekiyor,

  • sergilemenin geleceğini fiziksel duvarların ötesine taşıyor.

Dendur Tapınağı’nı ya da Okyanusya salonlarını hiç görmemiş biri için bile bu tur, The Met’in mekânsal atmosferini fazlasıyla hissettiren bir alternatif sunuyor.

Bu haber adada kalmaya devam etsin mi?

0 People voted this article. 0 Upvotes - 0 Downvotes.
Yükleniyor
svg