Sinema dünyasını yakından takip edenler bilir ki, son birkaç yıldır gişe oldukça zorlu bir süreçten geçiyor. Ancak bu zorluklara rağmen, New York Times’ın düzenlediği prestijli bir anket, bize sektörün yaşayan efsanelerinin hangi filmleri parmakla gösterdiğini ortaya koydu. Times, Pedro Almodóvar’dan “West Side Story” yıldızı Rachel Zegler’a kadar onlarca ünlü yönetmen, oyuncu ve yazara 2000 yılından bu yana vizyona giren favori filmlerini sordu ve yanıtları bir Top 100 listesinde derledi. Bu anket, Sight & Sound dergisinin her on yılda bir düzenlediği anketlere benziyor, ancak bu kez sadece son 25 yılla sınırlı ve farklı bir ekip sanatçıyı içeriyor.
Şu an itibarıyla, katılımcılar tarafından sunulan Top 10 listelerinden birçoğunu görmek mümkün ve inanın bana, bazı seçimler gerçekten ilginç! “Bill & Ted” filmlerinin yıldızı ve “Zappa” filminin yönetmeni Alex Winter, yüzyılın en iyileri arasına son Rumen komedisi “Bad Luck Banging or Loony Porn”u dahil etmiş. Almodóvar ise “Ida”, “Dogtooth” ve Abbas Kiarostami’nin “Ten” filmlerini listelemiş. Rastgele birkaç örnek daha vermek gerekirse, Julianne Moore “Phantom Thread” ve “The 40-Year-Old Virgin”ı seçerken, Karyn Kusama “Arrival”, “Mandy”, “Under the Skin” ve “The Social Network”e hayran kalmış.
Korkunun Ustası Stephen King’in Seçimi Şaşırtıyor!
Doğal olarak, korku edebiyatının yıldız ismi Stephen King de bu ankette yer aldı ve onun seçimleri belki de diğerlerinden biraz daha ana akımdı. King, Ridley Scott’ın “Black Hawk Down”, Ang Lee’nin “Brokeback Mountain”, Martin Scorsese’nin “The Departed”, Coen Kardeşler’in “O Brother, Where Are Thou?” ve “No Country for Old Men” gibi yapımlarını ve Christopher Nolan’ın “Oppenheimer”ını beğenmiş. Listesindeki tek korku filmleri ise “Train to Busan” ve 2025 yapımı Yeni Zelanda gerilimi “The Rule of Jenny Penn” (ki John Lithgow’un en iyi performanslarından birini içeriyor) olmuş.
Ancak King’in listesinde, bizzat Clint Eastwood’un yönettiği ve başrolünde oynadığı bir film de vardı. Hayır, “Space Cowboys” değil!
Stephen King “Milyon Dolarlık Bebek”i Çok Seviyor!
Clint Eastwood’un 21. yüzyıldaki üretken yönetmenlik kariyeri, politik gücü ve tonal yumuşaklığı ile dikkat çekiyor. Filmleri genellikle çok sakin ve duygusal olarak etkileyicidir. Eastwood, son 25 yılda “Space Cowboys” ile başlayıp en son “Juror #2″ye kadar 19 film yönetmiş. Bazıları gerçekten harika filmler olsa da, “J. Edgar” veya “Jersey Boys” gibi pek sevilmeyenler de oldu.
İşte King’in Top 10 listesine giren o film: “Milyon Dolarlık Bebek” (Million Dollar Baby). 2004 yılında vizyona giren bu film, çıktığı anda ödüllerin gözdesi oldu; En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Kadın Oyuncu (Hilary Swank) ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Morgan Freeman) dallarında Oscar kazandı. Ayrıca 30 milyon dolarlık bütçesine karşılık 231.9 milyon dolar hasılat yaparak büyük bir gişe başarısı elde etti.
Film, boksör olma hayali kuran Maggie (Hilary Swank) ile yanmış bir boks antrenörü olan Frankie’nin (Clint Eastwood) hikayesini anlatıyor. Kariyer açısından Maggie’nin yükselişte, Frankie’nin ise düşüşte olduğunu bilseler de, Frankie onu öyle iyi eğitiyor ki Maggie rakiplerini tek yumrukla nakavt etmeye başlıyor. İşte tam bu noktada olaylar dramatik bir dönüş alıyor ve Frankie’yi Maggie’ye beklemedikleri veya planlamadıkları bir şekilde bakmaya bırakıyor. “Milyon Dolarlık Bebek”in sonu da oldukça trajik; izleyicileri gözyaşlarına boğan, yoğun bir sona sahip.
King için bu şaşırtıcı bir seçimdi. Eastwood’un filmografisini incelese, kolayca “Mystic River,” “Letters from Iwo Jima,” “Hereafter,” veya “Gran Torino” gibi filmleri seçebilirdi. Ancak o, sanki 1930’larda çekilmiş gibi duran (ara sıra kullanılan “küfürler” dışında) büyük ölçekli bir Hollywood melodramını tercih etti. King bu seçimiyle ilgili herhangi bir açıklama yapmadı ve listesine eşlik eden bir deneme de bulunmuyor.
Elbette, “The Life of Chuck,” “Stand By Me,” ve “The Shawshank Redemption”ın arkasındaki adamın sadece duygusal bir yanı olabilir, kim bilir? Bu, sanatçıların ve yazarların eserlerinin ötesinde, kişisel zevklerinin ne kadar farklı ve şaşırtıcı olabileceğini gösteren güzel bir örnek.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak