Pg Art Gallery, 7 Temmuz – 20 Ağustos 2025 tarihleri arasında, “Hiç Var Olmamış Kabuklar Rüyası” başlıklı büyüleyici bir grup sergisine ev sahipliği yapacak. Doğanın en zarif ve kırılgan yapılarından biri olan deniz kabuklarına odaklanan bu sergi, sanatseverlere derinlikli bir deneyim vaat ediyor.
Sergide yer alan eserler, Hasan Güleşçi’nin yıllar içinde özenle oluşturduğu ve 2019 yılında Bodrum Deniz Müzesi’ne bağışladığı 6000 parçalık deniz kabuğu koleksiyonundan ilham alınarak üretildi. Sergi, deniz kabuklarının biçimsel ve düşünsel olanaklarını merkeze alarak, farklı disiplinlerden gelen sanatçıların doğayla, bellekle ve dönüşümle kurdukları ilişkileri bir araya getiriyor.
“Hiç Var Olmamış Kabuklar Rüyası”, izleyiciyi kabuk metaforu üzerinden doğanın estetik diliyle insanın içsel dünyası arasında kurulan ince bağları keşfetmeye davet ediyor. Kabuk; kimi zaman bir sığınak, kimi zaman bir kalıntı, kimi zaman da bir iz olarak ele alınıyor. Ahmet Rüstem Ekici & Hakan Sorar, Cansu Sönmez, Derya Geylani Vuruşan, Funda Alkan, Je M’apelle Macid, Lara Törün, Ömer Faruk Yaman, Sevim Kaya ve Sinem Demirci gibi isimlerin eserleriyle, doğanın biçimsel hassasiyeti, teknolojinin potansiyeliyle yeniden düşünme fırsatı yaratılıyor. Farklı malzemeler ve tekniklerle zenginleşen bu çok katmanlı anlam alanı, izleyiciye çok yönlü bir görsel deneyim sunuyor.
Sergideki bazı üretimler, yapay zeka teknolojilerini kullanarak var olmayan deniz kabuklarının düşsel formlarını simüle ederken, biçimin katılığıyla hafızanın akışkanlığı arasında bir diyalog kuruyor. Diğer işler ise cam, yün veya kum gibi malzemeler aracılığıyla doğanın içinde gizli olan zamanın izlerini bedensel bir anlatıya dönüştürüyor. Organik olan ile yapay olanın, geçmiş ile geleceğin, kırılganlık ile dirençli olanın iç içe geçtiği bu görsel dil, sanatçıların doğaya yalnızca bir temsil aracı olarak değil, bir düşünme biçimi olarak yaklaştığını gösteriyor.
Kabuk formunun spiral yapısı yaşam döngüsüne, içe kapanan yüzeyi korunmaya, parlak dokusu hatırlamaya ve anlatmaya açılıyor. Bitkiler, mercanlar, istiridyeler veya suyun formu; her biri farklı bir sanatçının yaklaşımıyla yeni anlamlar kazanıyor. Resimlerde zaman askıya alınıyor, mekânlar yarı terk edilmiş bir hisle izleyiciyi durmaya, bakmaya ve hatırlamaya davet ediyor.
“Hiç Var Olmamış Kabuklar Rüyası”, doğanın narin yapılarıyla insanın kırılganlığını bir araya getiren bir sergi olmanın ötesinde, çağdaş sanat üretiminde malzeme, biçim ve düşünce arasında kurulan diyaloğun güncel bir yansımasını sunuyor. Her bir yapıt, bu diyaloğun farklı bir dilini konuşarak, “Hafıza nedir? Korunmak neye benzer? Doğayla kurduğumuz bağ ne kadar gerçek, ne kadar hayal?” gibi temel soruları farklı yollarla soruyor. Sergi, bu sorulara doğrudan cevap vermek yerine, izleyiciyi kendi yanıtlarını düşünmeye çağıran bir alan açıyor ve bizi zamanla, bedenle, doğayla ve kendimizle yeniden karşılaştırıyor.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak