Buxton International Festival 2025’in en dikkat çekici yapımlarından biri, kuşkusuz Mozart’ın tek perdelik komik operası The Impresario (Der Schauspieldirektor). Opera Zuid prodüksiyonu ve Buxton Uluslararası Festival Orkestrası eşliğinde sahnelenen yapım, müziğin mizahla harmanlandığı bir çağlar arası hiciv örneği sunuyor. Tek bir opera, iki diva ve sonsuz bir kaos vaat eden bu eser, izleyicileri kahkahalara boğmaya hazırlanıyor.
Peki, hikâye 1800’lerde mi geçiyor, yoksa bugünün sahnesinde mi yankılanıyor? Leo, küçük Hollanda krepçiklerini teselli niyetine tüketen, şansı pek de yaver gitmeyen bir impresario. Yeni bir opera sahnelemesi isteniyor ama işler hiç de kolay ilerlemiyor. Rol kapma yarışında iki diva, sahnede flörtleşen bir tenor, çılgın bir yönetmen ve acil durum şarkıcıları var. Hikâye 1800’lerde geçse de sahne arkası gerginlikleri ve absürt sanat dünyası bugünle birebir örtüşüyor. Yönetmen Christopher Gillett’in güncel ve esprili yorumu, seyirciyi zamanlar arası bir satirik yolculuğa çıkarıyor.
Peki bu komik operanın tarihi nasıl? Mozart, ünlü Figaro’nun Düğünü üzerinde çalışırken, İmparator II. Joseph tarafından Schönbrunn Sarayı’nda verilecek bir akşam yemeği eğlencesi için bu eseri bestelemekle görevlendirildi. Amaç, Almanca bir singspiel ile İtalyanca bir opera arasında rekabet yaratmaktı. Mozart’ın The Impresario’su, Antonio Salieri’nin Prima la musica, poi le parole adlı eseriyle aynı gece, yani 7 Şubat 1786’da sahnelendi. Mozart, bu sipariş üzerine yazdığı eserde sahne arkasındaki rekabeti zekice bir mizahla yansıttı.
Bu yapımda Mozart’ın müziği orijinal dilleri olan Almanca ve İtalyanca’da seslendirilirken, sahnedeki konuşmalar İngilizce olarak kurgulanmış. İngilizce üst yazılarla desteklenen bu çok dilli yapı, eserin evrensel enerjisini pekiştiriyor. Festivalin Sanat Direktörü Adrian Kelly, yapımı şu sözlerle özetliyor: “Bu yapım, Mozart’ın esprili operasına taze bir enerji katıyor. Yönetmen Christopher Gillett’in versiyonu eğlenceli, oyuncu ve müzikal açıdan oldukça etkileyici.”
Buxton Opera House’da sahnelenen The Impresario, opera severler kadar sahne sanatlarının iç dinamiklerine ilgi duyanlar için de kaçırılmayacak bir yorum. Mozart’ın klasik formunu günümüz estetiğiyle buluşturan bu yapım, bir sanat gösterisinin arkasında neler yaşandığını keyifli bir dille anlatıyor ve sahnede hayatın kendisini gözler önüne seriyor.
Apartman No:26 Notu
Festival sezonunda klasiklerin çağdaş sahnelemelerine özel bir ilginiz varsa, The Impresario gibi yapımlar bunun en rafine örnekleri arasında yer alıyor. Buxton’daki bu mizahi dokunuş, sahne sanatlarının zamansız doğasını bir kez daha hatırlatıyor.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak