Londra’nın kent dokusuna sayısız sanat eseriyle katkıda bulunmuş, Tottenham Court Road istasyonundaki mozaikleriyle de gönüllere taht kurmuş ünlü İskoç heykeltıraş Sir Eduardo Paolozzi (1924-2005) aramızdan ayrılalı yirmi yıl oldu. Ancak Paolozzi’nin eserleri, aradan geçen bunca yıla rağmen şehre yeni soluklar katmaya devam ediyor. Hatta, daha önce dökümü yapılmamış bir Oscar Wilde heykeli, Ekim 2024’te Chelsea’deki kamusal eserleri arasına eklenerek sanatçının mirasının ne denli canlı olduğunu gösterdi.
Gelin, Londra sokaklarında bir Paolozzi izini takip edelim ve onun kamusal eserlerini tek tek keşfedelim:
1. Isaac Newton, The British Library (1995) 
Paolozzi’nin belki de en bilinen heykeli, The British Library’nin dışında (daha doğrusu oturmuş bir şekilde) yükseliyor. Bu devasa heykel, elinde bir pergel tutarak çalışmasına dalmış bir Isaac Newton‘u tasvir ediyor. Heykel, William Blake‘in Tate koleksiyonunda bulunan ünlü tablosundan esinlenerek yapılmış, böylece Paolozzi’nin sanatsal dehasını Blake ve Newton’unkiyle birleştiriyor.
2. Mozaikler, Tottenham Court Road (1986)
Newton heykeli Paolozzi’nin en ünlüsü olabilir, ancak Tottenham Court Road istasyonundaki mozaiklerini hayranlıkla izleyen kalabalıkların sadece küçük bir kısmı onu görmüştür. Kısmen soyut imgelerle dolu bu mozaikler, 1986’da yerleştirildi ve Londra’daki yolcular tarafından büyük beğeni topladı. Bu geniş sanat eserleri, Crossrail projesi nedeniyle bir ara tehdit altında kalmış olsa da, neyse ki karoların yaklaşık %95’i yerinde bırakıldı. En sevdiğimiz bölüm, Hubble Uzay Teleskobu’nun fırlatılmasından dört yıl önce teleskobu tasvir eden sahne.
3. Havalandırma Bacası, Pimlico (1979)
Pimlico istasyonunun hemen dışında, muhtemelen görebileceğiniz en iyi görünümlü metro havalandırma bacası yer alıyor. İstasyonun hava akışını sağlamasının yanı sıra, bu yapı metalik ve organik formların karışımıyla kesinlikle bir Paolozzi tasarımı olduğunu haykırıyor. Paolozzi’nin çalışmaları genellikle makineler ve işleyişleri üzerine olduğu için, bir havalandırma bacası onu bulmak için uygun bir yer.
4. Head of Invention (İcat Başı), Design Museum (1989)
Tipik bir Paolozzi eseri olan Head of Invention, 1990’dan beri Design Museum’u süslüyor; ilk olarak Shad Thames’deki eski yerinde, şimdi ise Kensington’daki eski Commonwealth Enstitüsü’ndeki modern evinde. Önden bakıldığında, metal levhalarla iç içe geçmiş bir bilim kurgu yüzü görüyoruz; arkasına dolaştığınızda ise daha da mekanik bir hal alıyor.
5. Oscar Wilde, King’s Road, Chelsea (1998/2024)
Chelsea’deki King’s Road’un hemen dışındaki Dovehouse Green’i benzer bir heykel süslüyor. Oscar Wilde’ın bu eksantrik portresi, 1990’larda Paolozzi tarafından sipariş edilmiş ve heykeltıraş tarafından yontulmuştu, ancak nihayet dökülüp yerleştirilmesi çeyrek yüzyılı aşkın bir zaman aldı.
6. A Maximis Ad Minima, Kew Gardens (1998)
Princess of Wales Konservatuvarı’nın Güney ucuna doğru ilerlediğinizde, bir başka Paolozzi’nin insan-makine karışımıyla karşılaşıyorsunuz. Vücut parçaları ve dişliler, kendisini yeniden bir araya getirmeye çalışan sökülmüş bir siborg gibi görünüyor. Heykelin adı ‘A Maximis Ad Minima’ (‘en büyükten en küçüğe’) anlamına geliyor.
7. Kaybolan Eser: Piscator, Euston İstasyonu (1980)
Bu hoş şekilli, yorumlaması zor obje, Euston istasyonunun dışında uzun yıllar durdu, ancak kimin sorumluluğunda olduğu kimse tarafından bilinmiyordu (daha sonra İngiltere Sanat Konseyi tarafından sahiplenildi). HS2 hazırlıkları için Euston önündeki alan büyük bir dönüşüme uğradığında, heykel çevresi kapatıldı ve daha sonra kaldırıldı. Şu anda depoda tutuluyor ve geleceği belirsiz. Heykel, Alman Ekspresyonist ve tiyatro yönetmeni Erwin Piscator’a bir saygı duruşu niteliğinde, organik ve mekanik unsurların bir karışımını sergiliyordu.
8. Kaybolan Eser: The Artist as Hephaestus (Sanatçı Hephaistos Olarak), Holborn (1987)
Son olarak, bir zamanlar Holborn’u süsleyen bir esere değinmek istiyoruz. Londra ve Paris Mülk Grubu’nun ofisleri için sipariş edilen bu eser, bina yeniden geliştirildiğinde 2012’de açık artırmada satıldı. Yunan tanrısı Hephaistos’u tasvir ediyordu, ancak sanatçının kendi yüzüyle.
Paolozzi’nin eserleri ayrıca Tate Britain gibi birçok galeride de görülebilir. Heykelleri, Royal Docks’taki The Line heykel parkurunun kısa bir süreliğine parçası olan devasa Vulcan tasviri gibi çeşitli yerlerde geçici sergilerde de yer almıştır.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak