Sony Pictures’ın yeni filmi “Karate Kid: Efsaneler”, Jackie Chan’in canlandırdığı Bay Han ve Pat Morita’nın unutulmaz karakteri Bay Miyagi’nin mirasını yeni bir dövüş sanatları hikâyesiyle harmanlıyor. Ancak film, 1984’te başlayan “Karate Kid” efsanesi ile 2010’daki yeniden yapımın dünyalarını birleştirirken bazı sorunları da beraberinde getiriyor.
Başrolünde Ben Wang’ın canlandırdığı Li Fong karakteri, derin bir geçmişe sahip, karizmatik bir figür olarak öne çıkıyor. Li’nin hikâyesi, dövüş sanatları bilgisine sahip şekilde başlıyor ve onu franchise’da dikkat çekici kılıyor. Ancak Ralph Macchio’nun hayat verdiği Daniel LaRusso karakterinin filme dâhil edilmesi, “Efsaneler”de anlatıyı güçlendirmekten çok karmaşıklaştırıyor.
Li ve Daniel’in Hikâyeleri Yeterince Örtüşmüyor
Filmin en büyük zorluklarından biri, Daniel LaRusso’nun hikâyeye dâhil edilme biçimi. Son yıllarda “Cobra Kai” dizisiyle genişleyen karakter yolculuğu, burada yalnızca bir cameo gibi kalıyor. Daniel, hikâyede yalnızca finaldeki karate turnuvasında öğretmen rolünde belirirken, Li ile bağlantısı oldukça yüzeysel kalıyor. Bu durum, filmin iki kuşağı birleştirme amacını zayıflatıyor.
Jackie Chan’in canlandırdığı Bay Han ise Li’nin eğitimiyle ilgileniyor ve dövüş sahnelerine odaklanıyor. Ancak Daniel’in varlığı, Li’nin geçmişteki mücadeleleri ya da karakter gelişimiyle anlamlı bir bağ kurmuyor. Hikâyenin asıl gücü, Li’nin karate turnuvasındaki çabalarından ziyade, eski bir boksörle olan ilişkisi gibi yan temalara yaslanıyor.
Sonuç: Karmaşık Bir Bütün
Sonuç olarak, “Karate Kid: Efsaneler”, yeni karakter Li Fong’u başarılı bir şekilde tanıtırken, iki efsanevi öğretmeni aynı hikâyede buluşturmanın yolunu tam olarak bulamıyor. Daniel LaRusso’nun hikâyedeki rolü, ne yazık ki yalnızca kısa bir ziyaretle sınırlı kalıyor ve filmin potansiyelini tam olarak gerçekleştirmesini engelliyor.
“Karate Kid: Efsaneler” şu anda sinemalarda izleyiciyle buluşuyor.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak