Museum Folkwang’daki “The Personal and The Political” sergisini gezerken, koridorlardan yankılanan sesler ve hareketlilik içinde son odaya ulaştığımda, Paula Rego’nun ‘Love’ (1995) adlı tablosuyla karşılaştım. Kadife gibi koyu kırmızı bir fon üzerinde duran yalnız bir kadını tasvir eden bu eser, kumaşların sonsuzca yayıldığı, boş bir dünyanın kenarlarına uzanıyormuş hissi veren bir kompozisyona sahipti. Yüzü bize dönük, kaçırılmış gözlerinden sessizce bir kırılganlık akıyor gibiydi. Kadının sert, desenli elbisesi ve bükülmüş elleri, herhangi bir yumuşaklık fikrini bozuyordu. Burada kolay bir şehvet yoktu; bunun yerine, “aşk” kelimesini rahatsız eden ve duygunun yerini çok daha tuhaf bir şeyle değiştiren, özel, tanımlanamaz bir gerilim eserden yayıyordu.
Paula Rego’nun bir sanatçı ve hikaye anlatıcısı olarak en büyük armağanı, en büyük politik gerçeklerin genellikle aşk ve zulmün en küçük, en samimi hikayelerinde nasıl saklı olduğunu ortaya koyma yeteneğinde yatıyor. Essen’deki bu retrospektif, doğrusal bir kronolojiden kaçınarak, erken eskizlerin, gravürlerin ve anıtsal pastellerin bir arada var olduğu ve eş zamanlı diyaloglara girdiği labirentvari bir düzenlemeyi tercih etmiş. Rego’nun motifleri, bedenler ve medyalar arasında birikiyor, kayıyor ve metabolize oluyor, adeta metinler arası bir sistem oluşturuyor. Yaklaşık altmış yıldır, en erken çalışmalarından itibaren sanatçı, António de Oliveira Salazar’ın diktatörlüğünün ve derinlemiş şovenist retoriğinin mirasına ısrarla geri dönüyor.
Sergi, Rego’nun sanatında cinsiyet meseleleri, savaşın dehşeti, ekoloji ve karmaşık insan ilişkileri gibi konuların nasıl işlendiğini de gösteriyor. Özellikle 1999 tarihli “Abortion” serisindeki kazıma eserleri, kürtajın yasallaşması konusundaki başarısız Portekiz referandumuna doğrudan bir yanıt niteliğinde. Bu küçük, çoğaltılabilir formatlardaki eserler, susturulmuş olanlara ses vererek kişisel olanın gücüyle politikayı yeniden çerçeveliyor. Bu eserler, 2007’de kürtajın Portekiz’de nihayet yasallaşmasında kamuoyunu etkileyen önemli bir rol oynamış.
Rego’nun eserleri sadece otobiyografik ya da ulusal bazda sınırlı kalmıyor. Sergi, onun ahlaki telkinin anlatısal yapıları, ulus inşası ve politik imgeleri ile kolektif inancı şekillendiren diğer daha sıradan mitolojilerle olan derin etkileşimini vurguluyor. ‘Love’ (1995) gibi eserler, kürtaj pastellerinin acımasız doğrudanlığından sonra bile, Rego’nun en dekoratif ve zararsız görünen ‘Dog Woman’ (Köpek Kadın) figürlerini bile farklı bir şekilde okutuyor. Serginin en masum anında bile estetik, geri dönülmez bir şekilde politik hale geliyor.
Paula Rego’nun sanatı, bireysel deneyimlerin evrensel temalarla nasıl kesiştiğini, güzellik ve çirkinlik, sevgi ve zulüm arasındaki karmaşık ilişkileri cesurca sorgulayan bir yolculuk sunuyor.
Sanatçı: Paula Rego
Sergi Adı: The Personal and The Political
Yer: Museum Folkwang, Museumsplatz 1, 45128 Essen, Almanya
Tarihler: 16 Mayıs – 7 Eylül 2025
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak