Jorge Luis Borges’in, “Gelecek nesillerin asla unutmayacağı isimler vardır şüphesiz. Dino Buzzati de bunlardan biri,” dediği, İtalo Calvino’nun ise, “zamana en iyi dayanmış yazarlarımızdan biri” diye tanımladığı İtalyan romancı, öykü yazarı, şair, gazeteci, ressam Dino Buzzati’nin “Altmış Öykü” adlı kitabı, Timaş Yayınları’ndan Esma Fethiye Güçlü çevirisiyle yayımlandı.
Buzzati’nin masalsı atmosferine gizlediği dünyasına kapsamlı bir bakış atan “Altmış Öykü”, gündelik hayattan izler taşırken, kurguda kendini gösteren şaşırtıcı olay örgüsü, öyküleri bambaşka bir yere çekerek okuru da peşinden sürüklüyor.
“Altmış Öykü”de, Brahms’ın senfonisini yönetmeye niyetlenen dâhi bir maestro tam gösterisine başlamışken seyirci aniden salonu boşaltıyor, tutkulu bir âşığın duyguları, sevdiceğine bir mektup yazmak için kâğıdın başına oturduğunda bitmek bilmeyen telefonlarla yarıda kalıyor.
İşe yetişmeye çalışan bir adam park yerine ararken anlamsız bir şekilde şehri terk ederken, bir Kont, nesilden nesillere aktarılan hikâyesiyle efsane olmuş bir ejderhayı görmek için bir keşfe çıkıyor. Dino Buzzati diğer tüm yapıtlarında olduğu gibi sıradan insanlık hâlleri üzerinde gezinirken; varoluşun sırları, insanın kaderle yaptığı bilek güreşi, ölüm, yalnızlık, hastalık gibi kavramlar, yazarın öykülerinde can buluyor.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum yap