Akıştasın: Görünmeyeni Görmek: David Hockney’den “Ters Perspektif” ve Bitmeyen Yaratıcılık Manifestosu

Yükleniyor
svg

Görünmeyeni Görmek: David Hockney’den “Ters Perspektif” ve Bitmeyen Yaratıcılık Manifestosu

Aralık 4, 20253 dk okuma süresi

David Hockney (d. 1937), sadece 1960’ların Britanya sanatının merkezi bir figürü olmakla kalmadı, aynı zamanda bugün bile ressamlık eylemine olan sarsılmaz bağlılığı ve enerjisiyle çağımızın en etkili sanatçılarından biri olmaya devam ediyor. Annely Juda Fine Art, galerinin Hanover Square’deki yeni mekânının açılış sergisini, Hockney’nin Paris’te henüz sergilenmemiş, “Some Very, Very, Very New Paintings not yet Shown in Paris” başlıklı eserleriyle gerçekleştiriyor.

Sergi, sanatçının son altı ayda Londra stüdyosunda tamamladığı yepyeni tabloları ve “The Moon Room” (Ay Odası) adlı serisinin Birleşik Krallık’taki ilk tam sunumunu içeriyor.

Geleneksel Perspektife Meydan Okuma

Hockney’nin son dönem resimleri, onun on yıllardır sürdürdüğü “ters perspektif” (reverse perspective) adını verdiği adanmışlığının en gelişmiş aşamasını işaret ediyor. Sanatçı, geleneksel çizgisel perspektifin, insanın gerçekte görme biçimini yansıtmadığını gözlemlemiştir: İnsan, sabit bir noktadan bakmaz; hareket eder, çevresel görüşe sahiptir ve sürekli çoklu bakış açıları üretir. Hockney için ilgi çekici olan, perspektifi tersine çevirmek değil, temsilin olanaklarını genişletmektir.

Bu yeni tuval çalışmalarında, Hockney, renkli iç mekân sahnelerini tasvir ederken, düzlemsel perspektifi bozuyor ve tek bir resimde çoklu kaçış noktaları tasarlıyor. Bu teknik, bizi algının yaşanmış deneyimine yaklaştırıyor.

Teknoloji, Işık ve Van Gogh’un Ruhu

Hockney, üretken resim ve çizim pratiğinin yanı sıra, sanatsal üretimde sürekli olarak yeni teknolojik olanakları araştırmıştır. 1980’lerde Polaroid filmi, fotokopiyi ve faksı, yakın zamanda ise iPad’i benimsemiştir.

“The Moon Room” ve iPad: Sergide yer alan ve sanatçının Normandiya stüdyosunun dışında, mevsimler boyunca yarattığı 15 adet gece gökyüzü iPad resminden oluşan “The Moon Room”, onun doğadaki neşesini parlak bir şekilde yansıtıyor. Hockney, bu ışık kaynağı arkadan aydınlatmalı iPad’in, ışığı hızla yakalama yeteneğinden büyük keyif aldığını belirtiyor. Hatta Ay ışığını daha net görebilmek için evdeki tüm ışıkları kapattıklarını ve bu sayede Van Gogh’un etkisinin hissedildiği bu çalışmaları neredeyse imkânsız olan bir hassasiyetle çizdiğini anlatıyor.

Hockney, seksenli yaşlarında bile kurallara meydan okuma arzusundan vazgeçmiyor. Gelecekte, Bayeux Tapestry’den ilham alan 90 metrelik A Year in Normandy frizini Londra’daki Serpentine’de sergileyecek olması da, onun sınır tanımayan yaratıcılığının bir kanıtıdır.

  • Sanatçı: David Hockney

  • Eser Adı: Some Very, Very, Very New Paintings not yet Shown in Paris

  • Mekan: Annely Juda Fine Art, Yeni Galeri Mekânı, 16 Hanover Square, Londra

  • Tarih: 28 Şubat 2026 tarihine kadar devam edecek

  • İçerik: Yeni tablolar, ters perspektif denemeleri ve “The Moon Room” (15 iPad resmi).

Bu haber adada kalmaya devam etsin mi?

0 People voted this article. 0 Upvotes - 0 Downvotes.
Yükleniyor
svg