Berlin’in dinamik çağdaş sanat hattında, toplumsal dönüşüm, kolektif duygu ve politik hayal gücü üzerine çalışan sanatçı Anna Witt, Galerie Tanja Wagner’da açılan “Radical Optimism” sergisiyle geleceğe dair yeni bir soruyu merkezine alıyor:
Umudu radikal bir eylem olarak düşünmek mümkün mü?
Witt’in pratiği uzun süredir bireysel deneyim ile kamusal alanın kesiştiği yerleri haritalıyor. “Radical Optimism” ise bu yaklaşımı, hem kişisel hem de toplumsal bir hayal kurma pratiğine dönüştürüyor.
Nights of Labour: Rüyalar, Hafıza ve Direniş Alanı
Serginin omurgasını oluşturan iki kanallı video yerleştirme Nights of Labour, Witt’in hayal etme eylemine yüklediği politik potansiyeli görünür kılıyor.
Berlin’deki eski Hydra Werke endüstriyel salonunda bir araya gelen katılımcılar, bu mekânın geçmiş ile dönüşen şehir yapısı arasındaki gerilimi bedenlerinde taşıyor.
-
Kameranın yumuşak hareketlerle dolaştığı sahne düzeni,
-
halıların ve mobilyaların yarattığı geçici topluluk hissi,
-
katılımcıların yüzlerinde beliren yoğun içe-dönüş hâli
bir tür kolektif dayanıklılık ritüeline dönüşüyor.
İkinci kanaldaki boş mekân görüntüleri ve seslendirmeler ise rüyanın hem varlığını hem de kırılganlığını hatırlatıyor. Witt, burada Jacques Rancière’in “Nights of Labor” metninden ilham alarak, 19. yüzyıl işçilerinin geceleri kurdukları ütopyaları bugünün post-endüstriyel toplumuna taşıyor.
Crushed and Melted: Dijital Yakınlık ve Yorgunluk Katmanları
Witt’in Crushed and Melted serisi, fiziksel ve dijital bakım pratikleri arasındaki çelişkileri inceliyor.
Akrilik cam içine sıkıştırılmış tekstil kolajları ile ASMR tonlarını bir araya getiren işler:
-
dijital toplulukların kırılgan yapısını,
-
sürekli bakım ve tükenmişlik döngüsünü,
-
yakınlık ile yıkım arasındaki sınırı
soyut bir duyumsal dile çeviriyor.
Serideki Cruel Optimism, Lauren Berlant’ın kavramlaştırdığı “eski iyi hayat” ideallerine duyulan paradoksal bağlılığı günümüz ilişkilerine yansıtıyor.
Running Away ise kaçış arzusunun hem özgürleştirici hem de çaresiz yanlarını üst üste bindiriyor.
Survival of the Softest: Yumuşaklığın Politik Gücü
Sergide yer alan metin temelli çalışma Survival of the Softest, Witt’in uzun süredir sürdürdüğü bir tartışmayı özetliyor:
Kırılganlık bir güç olabilir mi?
Witt, sertliğin yüceltildiği bir dünyada yumuşaklığı bir direnç biçimi olarak sunuyor.
Apartman No:26 Notu
“Radical Optimism”, içe kapanan bir dünyada hayal kurmanın hâlâ toplumsal bir jest olabileceğini hatırlatan bir sergi.
Witt, rüya görmeyi pasif bir içsel süreç değil; geleceğe dair kolektif bir çizim pratiği olarak ele alıyor. İzleyiciyi ise şu soruya davet ediyor:
Mevcut sistem içinde değil, onun ötesinde bir yaşamı birlikte düşlemek mümkün mü?
Sergi Bilgileri
Sanatçı: Anna Witt
Sergi: Radical Optimism
Mekân: Galerie Tanja Wagner, Berlin
Süre: 17 Ocak 2026 tarihine kadar devam edecek












