Londra’da Waddington Custot’ta açılan “Guardians of Time”, Çinli sanatçı ve tasarımcı Jiang Qiong Er’in Birleşik Krallık’taki ilk kişisel sergisi. Sergi, Qiong Er’in kadim Çin mitolojisini ve kültürel sembollerini 21. yüzyılın estetik diliyle yeniden kurguladığı heykeller, balmumu resimler ve tasarım objelerinden oluşuyor. Zaman, yenilenme ve kültürel hafıza üzerine bir meditasyon niteliğindeki bu üretimlerde sanatçı, geleneksel zanaatkârlığı çağdaş sanatla birleştirerek geçmişle bugünü birbirine bağlayan şiirsel bir köprü kuruyor. Serginin merkezinde yer alan bronz enstalasyon “XII Calls”, farklı uygarlıklardan mitolojik yaratıklardan esinlenmiş on iki figürden oluşuyor. Her biri Cesaret, Bilgelik, Eşitlik, Doğa, Kardeşlik, Keşif, Zaman, Dahil Olma, İyilik, Özgünlük, Barış ve Özgürlük gibi evrensel değerleri temsil ediyor. Bu melez varlıklar, hızla değişen bir dünyada kültürel mirasın korunmasına dair evrensel bir çağrının da sembolü. İlk kez 2024’te Paris’teki Guimet Müzesi’nin cephesinde sergilenen “XII Calls”, daha sonra UNESCO’nun kalıcı koleksiyonuna dâhil edildi ve Giacometti’nin “Walking Man” heykelinin yanında sergilenmeye başlandı. Bu durum, sanatçının eserlerinin Victoria and Albert Museum ve British Museum gibi prestijli kurumlarda yer almasıyla birlikte, Qiong Er’in uluslararası kültürel diyaloğun öncülerinden biri olarak kabul edilmesini pekiştiriyor.
Serginin bir diğer dikkat çekici bölümü, sanatçının balmumunu ilk kez bir ifade aracı olarak kullandığı “XII Calls – Wax Paintings” serisi. Bu işlerde her tablo, yaklaşık 80°C sıcaklıktaki erimiş balmumunun onlarca, hatta yüzlerce katman hâlinde üst üste dökülmesiyle oluşuyor. Görüntü, balmumunun içine gömülüyor; tıpkı bir anının ya da duygunun yüzeye değil, zamanın derinliğine işlenmesi gibi. Sanatçı için balmumu hem malzeme hem de metafor: katılaşan ve eriyen, ilerleyen ve geriye dönen, zamanı askıya alan bir madde. Bu işler, Qiong Er’in zamanla olan ilişkisini sadece tematik değil, fiziksel bir deneyime dönüştürüyor; görsel imgeler, duygular ve anılar balmumunun şeffaf katmanlarında sessizce birbirine karışıyor.
Serginin en etkileyici anlarından biri, “Her Voice” adlı enstalasyon. Hunan bölgesinde yalnızca kadınlar tarafından kullanılan, dünyadaki tek kadın yazı sistemi olan Nüshu’dan ilham alan bu iş, unutulmuş bir dişil dili yeniden görünür kılıyor. Qiong Er, bu kadim yazının zarif kıvrımlarını çağdaş mobilya formuna dönüştürerek “21. yüzyılın Nüshu’sunu” yaratıyor. Hafif eğimli raflar, hem tasarıma beklenmedik bir dinamizm katıyor hem de Nüshu’nun gizli dayanışma dilini yeniden yorumluyor. Sergi, kadınların sessiz direnişini, yazının kendisini bir güç alanına dönüştürerek onurlandırıyor.
Qiong Er’in üretimi, onun 2010’da Hermès ile birlikte kurduğu SHANG XIA markasında da görülen kültürel sentezin doğal bir uzantısı. Markanın felsefesinde olduğu gibi “Guardians of Time”da da geleneksel zanaatkârlık ve modern tasarım bir araya geliyor. “Whispering Clouds” başlıklı bambu kakma paneller, ekranlar ve masalarla sanatçı, Qing Hanedanlığı döneminde sarayda geliştirilen ve yüzyıllar boyunca edebiyat çevrelerinde saygı gören bir zanaatı yeniden canlandırıyor. Bu narin işçilik, tarihsel bir inceliği çağdaş bir duyarlılıkla birleştirerek serginin özünü oluşturuyor: geçmişin bilgeliğini geleceğin malzemeleriyle yeniden kurmak.
“Guardians of Time”, kültürel mirasın donuk bir arşiv değil, yaşayan bir dil olduğunu hatırlatıyor. Jiang Qiong Er’in işleri, zamana karşı değil, zamanla birlikte var olmanın mümkün olduğunu gösteriyor. Sergi boyunca yinelenen bir fikir, sanatçının kendi sözlerinde anlam buluyor: “Sanat, yumuşak bir kültürel diyalog biçimidir; sınırları ve ideolojileri aşar, insanları duygular ve semboller aracılığıyla yeniden birbirine bağlar. Dünyaya çevrilmeden de duyurulabilir.”
📍 Waddington Custot, London
🗓️ 7 Kasım – 23 Aralık 2025
📍 11 Cork Street, Mayfair, London W1S 3LT
