Yükleniyor
svg

un_becomings: Bir Direnişin ve Dönüşümün Haritası

Kasım 9, 20254 dk okuma süresi

Berlin’in en çok ses çıkaran sessizliğidir bu:
Zilberman, 2025 sonbaharında un_becomings sergisiyle bedenin, kimliğin, hafızanın ve toplumsal direnişin sınırlarını bulanıklaştırıyor.
Küratörlüğünü Misal Adnan Yıldız’ın üstlendiği grup sergisi, Judith Butler’ın Gender Trouble’dan Undoing Gender’a uzanan düşünsel hattını queer bir çağda yeniden tartışmaya açıyor.

Sergi, kendini “Ben un_becomings’im. Sen unbecomings’sin. Biz hepimiz unbecomings’iz.” diyerek tanımlıyor.
Yani: bir oluş hâli değil, sürekli çözülme ve yeniden kurulma hâli.

Kırılgan Bedenler, Yorgun Gezegen

Dünyanın dönüşü hızlanıyor, günler artık 24 saatten biraz kısa.
Bu veriyi bir metafora dönüştüren sergi, zamanın sıkıştığı, kimliklerin yeniden tanımlandığı bir çağın duygusal anatomisini kuruyor.

Her oda, bir başka “çözülme” hikâyesine ait:

  • Hurricane Alexander’ın dev çizimleri, çocukluk merakı ile yetişkin kaygısı arasında sıkışmış bir ruh halini taşır.

  • Spyros Rennt’in fotoğrafları, Berlin’in queer, trans ve non-binary topluluklarını çarpıcı bir dürüstlükle belgeleyerek, görünürlüğün politik gücünü hatırlatır.

  • Sunny Platzer’ın “Stretch Sculptures” işleri, esneyen bir dünya hayal eder — katılımcılığı, dokunmayı ve kolektif ritmi öne çıkarır.

Bu katmanlı anlatı içinde, sergi sadece sanatı değil, birbirimize iyi gelmenin estetiğini de sorguluyor.

Queer Direnişin Poetik Biyolojisi

Sergideki işler, queer bedeni yalnızca temsil etmekle kalmıyor, onu ritüel ve iyileşme alanına dönüştürüyor:

  • Ateş Alpar, Arkadaş Z. Özger’e ithaf ettiği “visualizer” çalışmasıyla queer hafızanın kırık yankılarını görselleştiriyor.

  • Leman Sevda Darıcıoğlu, lateks ve toprakla bedenin ölçüsünü yeniden tanımlıyor: Bir yara izi kadar ölçülü bir heykel olabilir mi?

  • Denys Shantar, taşlanan Aziz Stephan figürüyle bir manifesto bırakıyor:

    “Bana attığınız taşlarla evimi inşa ettim.”

Bu işler, hem acı hem dayanışma barındırıyor.
Yıldız’ın kurguladığı dilde, sergi “politikadan çok duygu, teoriden çok beden” üzerine kurulu.

Unbecoming Bir Şehir: Berlin

Berlin, tüm bu hikâyelerin fonu değil, küratöryel bir karakter burada.
Kent, göç, kimlik, yas ve umut katmanlarıyla konuşuyor.
Serginin sonunda yer alan İz Öztat ve Ra’nın heykelleri, dokunmanın ve rızanın hem maddi hem metaforik biçimlerini araştırıyor.
Bu diyaloğun ortasında Gašper Kunšič’in kalp biçimli formları tekrarlanıyor: her biri bir yeniden doğuşun izi gibi.

Apartman No:26 Notu — “Çözülmenin Ahlakı”

un_becomings, yalnızca bir sergi değil,
toplumsal bir kendini onarma biçimi.
Misal Adnan Yıldız’ın metni boyunca sezilen ton, queer teoriyle harmanlanmış bir varoluş günlüğü gibi.
Bedenler, imgeler ve sesler bir araya gelerek “savaşın ortasında nefes alma” yolları arıyor.
Bir duvar yazısı gibi yankılanıyor:

“Can the monster speak?” — Paul B. Preciado

📍 Zilberman Berlin
🗓️ 15 Kasım 2025 tarihine kadar devam edecek
📍 Goethestraße 82, 10623 Berlin, Almanya

Bu haber adada kalmaya devam etsin mi?

0 People voted this article. 0 Upvotes - 0 Downvotes.
Yükleniyor
svg