Yükleniyor
svg

Tolia Astakhishvili “A Wound on My Plate” Sergisi

Ekim 12, 20254 dk okuma süresi

“Her mekân bir bedendir — yaralanır, iyileşir, bazen de kendini yeniden kurar.”

Tolia Astakhishvili

Londra’daki Emalin Galerisi, Gürcü sanatçı Tolia Astakhishvili’nin Birleşik Krallık’taki ilk kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor.
“A Wound on My Plate”, sanatçının mimariyi, bedeni ve hafızayı birbirine dokuyan katmanlar olarak ele aldığı geniş ölçekli bir yerleştirme. Astakhishvili, galeri mekânını yalnızca sergi alanı olarak değil, yaşayan ve nefes alan bir organizma gibi yeniden kurguluyor.
Sergi, sanatçının aylar süren mekânsal müdahaleleri sonucu oluşmuş; duvarlara, zeminlere, hatta gizli boşluklara yayılan bir bütün. Bu bütün, resim, çizim, ses, video, heykel ve mimari unsurları bir araya getirirken; görünmeyen, unutulmuş veya terk edilmiş olanın izini sürüyor.

Mekânın Yaraları

Astakhishvili’nin pratiği, bir evin veya odanın yüzeyinde biriken duygusal izleri kazıyarak görünür kılmak üzerine kurulu.
Galeri duvarları, bir hikâyenin taşıyıcısına dönüşüyor; her çatlak, her gölge, geçmişin bir yankısı gibi yeniden beliriyor.
Sanatçı, gündelik yaşamın “artıkları” sayılabilecek nesneleri – kırık kapı kolları, ahşap parçalar, paslı vidalar, çizilmiş fotoğraflar – toplayarak, onlardan yaralı ama yaşayan bir mekân yaratıyor. Bu sürecin merkezinde, insanın hem yapma hem de yıkma dürtüsü yatıyor.

İç İçe Katmanlar, İç İçe Hayatlar

“A Wound on My Plate” yalnızca Tolia Astakhishvili’nin değil, aynı zamanda babası Zurab Astakhishvili, sanatçılar Dylan Peirce ve James Richards ile yürüttüğü ortak bir alan. Bu iş birlikleri, serginin çoğul sesli yapısını güçlendiriyor — her bir katkı, hem görsel hem işitsel olarak mekâna yeni bir katman ekliyor. Ortaya çıkan şey, bir nevi psikolojik mimari: duvarlar arasında yankılanan düşünceler, sesin izini süren gölgeler, bir evin sınırlarını aşan bir bilinç hâli. Astakhishvili’nin işleri, izleyiciyi mimarinin mutlak yapısından çıkarıp, duyusal ve geçici bir alana yerleştiriyor. Mekân artık durağan bir yapı değil; yaşayan, nefes alan, hatta kanayan bir varlık.

Unutulmuşun Hafızası

Sanatçının önceki sergilerinde olduğu gibi, burada da geçmişin hayaletleri dolaşıyor. Görünmez anılar, duvar yüzeylerinde solgun bir boya gibi kalıyor; fotoğraf parçaları, el yazıları ve ses kayıtları, bir tür içsel arşiv oluşturuyor. Astakhishvili’nin dili, hem sezgisel hem analitik: kişisel tarih ile kolektif belleğin arasında duran, sessiz ama yoğun bir anlatı.

“A Wound on My Plate”, mimariyi bir yara olarak, mekânı ise o yaranın iyileşme süreci olarak yeniden kurguluyor.
Sanatçının Londra’daki bu sergisi, insan-mekân ilişkisini duygusal, bedensel ve varoluşsal bir deneyim hâline getiriyor.

📍 Emalin Gallery – The Clerk’s House
118½ Shoreditch High Street, London
🗓️ 13 Aralık 2025 tarihine kadar devam edecek

Bu haber adada kalmaya devam etsin mi?

0 People voted this article. 0 Upvotes - 0 Downvotes.
Yükleniyor
svg