Bu yapay zeka destekli eğitim ekosistemi, dünyanın ilk ekransız gelişim arkadaşını, zengin bir fonolojik evreni ve Elaves uygulamasını bir araya getirerek bilişsel ve dil gelişiminin en kritik yıllarını destekler.
Websitesini ziyaret ekmek için buraya tıklayabilirsiniz.
1. 🌟 İlk ilham ne zamandı? Bir çocukla yaşadığınız hangi an bu fikri doğurdu?
Açıkçası bu fikir bir anda ortaya çıkmadı, içimde biriken bir farkındalık gibiydi. Ama beni tetikleyen an, bir arkadaşımın çocuğunu ziyaret ettiğimde yaşandı. Minicik bir bebek, daha birkaç aylık… Ama odada herkesin gözü telefondaydı. O an içim burkuldu. “Bu çocuk ne hissediyor acaba?” dedim kendi kendime. İşte o an dedim ki, “Biz bu çocuklara gerçekten ne veriyoruz?”
2. 🌟 Elaves fikri ortaya çıktığında, en çok kim “Bu çok zor” dedi? Siz neden “ama denemeye değer” dediniz?
Herkes demedi belki ama birkaç kişi net bir şekilde “Bunu yapamazsınız” dedi. Hele teknolojiyi ekran olmadan kullanmak fikri biraz ‘uçuk’ geldi çoğuna. Ama ben şuna çok inanıyordum: zor olan şey, zaten değerli olan şeydi. Çocuklarımız için uğraşmaya değmez mi?
3. 🌟 Kendi çocukluğunuza dönüp baktığınızda, Elaves’in sizde eksik olduğunu düşündüğünüz şey ne olurdu?
Ben küçükken böyle rehberlik edecek bir şeyim yoktu. Annem babam da ne yapacaklarını bilemezlerdi bazen. Elaves o zaman olsaydı, belki dilimi daha erken geliştirirdim ya da duygularımı daha rahat ifade ederdim. Belki de sadece “anlaşılmak” daha kolay olurdu.
4. 🌟 Ebeveynlerin aklından geçen en sessiz sorulardan biri neydi? Elaves buna nasıl bir yanıt veriyor?
“Doğru yapıyor muyum?” sorusu… Bu çok sessiz ama çok baskın bir soru bence. Elaves burada ebeveynin elinden tutuyor. “Bak, bu bilimsel olarak doğru bir yaklaşım” diyor. Yani sadece oyuncak vermiyoruz, güven veriyoruz aslında.
5. 🌟 Hangi gün “biz gerçekten bir şey başardık” hissini ilk kez yaşadınız?
Yatırımı aldığımız gün, ofiste göz göze gelip durduk bir süre. Hani bazen kelimeler yetmez ya… O gün “Evet ya, biz gerçekten bir şey başardık!” dedik. Ama en güzeli, bir annenin bize “Oğlum ilk defa kendi kendine İngilizce kelime söyledi, sizin oyuncakla” dediği gündü. O his bambaşkaydı.
6. 🌟 Oyuncakların da bir dili olduğunu düşünüyor musunuz? Elaves’in dili sizce nasıl bir tınıda konuşuyor?
Kesinlikle evet! Oyuncaklar da konuşur, hem de çok şey anlatır. Elaves’in dili yumuşak bir melodi gibi… Neşeli ama sakin, öğretici ama baskıcı değil. Sanki çocuğun kulağına bir hikâye fısıldıyor gibi…
7. 🌟 Ekip içinde hep tekrar edilen bir cümle, bir jest, bir “çocuklaşma” hali var mı?
Ah tabii! “Biraz da çocuk olalım” bizim ofiste motto gibi oldu artık. Oyuncak testlerinde hepimiz çocuklaşıyoruz zaten. Biri oyuncakla konuşur, biri zıplar, biri “bu ses çok tatlı olmuş!” der. Bu haller olmadan Elaves olmazdı zaten.
8. 🌟 Ekibinizin ruhunu hangi masal karakteri temsil ederdi?
Bence biz biraz “Küçük Prens” gibiyiz. Meraklıyız, sorguluyoruz, dünyaya farklı bakıyoruz. Ama en önemlisi, çocukların gözünden bakabilmeyi önemsiyoruz. O yüzden “büyümüş ama içindeki çocuğu kaybetmemiş” bir ekip diyebilirim.
9. 🌟 Elaves bir tat olsaydı, nasıl bir şey olurdu?
Elaves… Hmmm… Vanilyalı süt gibi olurdu bence. Tanıdık, huzurlu ve güven veren bir tat. Hem çocukların seveceği kadar yumuşak, hem de ebeveynin içine sinen bir sıcaklıkta.
10. 🌟 Bu oyuncaklardan biri gelecekte müzeye konsa, altında ne yazsın istersiniz?
“Bu oyuncak, sadece bir oyuncağın ötesindeydi. Bir çocuğun ilk kelimesi, bir annenin iç huzuru ve geleceğe atılan sessiz ama güçlü bir adımdı.”