Balkan coğrafyasının en güçlü alternatif müzik gruplarından Dubioza Kolektiv 24 Ağustos’ta Sattas, Second ve Baba Zula’nın da sahne alacağı Alt Kültür Festivali kapsamında Küçükçiftlik Park’ta müzikseverlerle buluşacak. Bizde bu güzel etkinliğe sayılı günler kalmışken Dubioza Kolektiv’den Brano Jakubovic’le sizler için kısa bir röportaj yaptık.
Uzun zamandır yollardasınız, turne nasıl gidiyor?
Aslına bakarsan neredeyse grubu kurduğumuzdan yıldan beri turnedeyiz, yollarda olmayı seviyoruz ve her şey çok iyi gidiyor. Müzik yapmak, yazmak, kaydetmek ve üretmek çok eğlenceli ama seyahat etmek ve canlı seyirci önünde müzik çalmak işin en güzel kısmı. Hiç gitmediğimiz yerlere gitmek ve yeni insanlarla tanışmak adrenalin patlaması gibi. Bu yıl çok ilginç bir turne programımız var. Bizim için ne kadar çok konser olursa o kadar çok eğleniyoruz. Yoldaysak mutluyuz. (Gülüyor)
Bir internet sitesi için yazdığın yazıları bir kitapta topladın. Bu kitaplar neler var?
Üç dört yıldır makaleler yazıyordum. 2019’da babamı kaybettim ve kısa bir süre sonra pandemi nedeniyle karantina başladı. Bir şeylerle uğraşarak yasımı atlatmak, acımı unutmak benim için daha kolay olur diye düşündüm ama o dönem evden çıkmak ya da normal şekilde çalışmaya devam etmek imkansızdı. O günlerde sadece kalem ve kâğıtta sahiptim. Kelimeler kendiliğinden akıyordu ve yazarken babamla tekrar konuşuyormuş gibi hissediyordum. O büyük bir müzik dinleyicisi ve en büyük destekçimdi. Bunun bir kitaba dönüşeceğini hiç düşünmemiştim, başlangıçta bir terapi yöntemiydi. Tipik bir otobiyografi değil, öyle bir şey yazmak ilgimi çekmezdi.
Dubioza Kolektiv 2003 yılında zor şartlarda kurulmuş bir topluluk ama bugüne dek her albümle ve konser performanslarınızla hep büyüdünüz.
Şimdi hikâyeyi başa sarınca ve sen öyle söyleyince kendimi yaşlı hissediyorum, ama gerçekte halen yapması gereken çok şey olan çocuklarız. Hayata geçirmek istediğimiz birçok fikir ve yeni proje var. En azından önümüzdeki on yıl boyunca kesinlikle devam edeceğiz. İlk günden bugüne bakınca her şey güzel görünüyor. Kolay diyemem ama çok güzel.
Müziğiniz oldukça renkli… Balkan tınıları, ska, punk, reggae, hip hop, elektronik müzik ve balkan ruhu. Pek siz neler dinliyorsunuz, sizleri neler besliyor?
Şu anda müziğin kendisinin doğrudan ilham kaynağımız olduğunu düşünmüyorum. 23 yıldır müzik yapıyoruz ve ilhamı insanlarda, farklı olaylarda ve yaşadığımız deneyimlerde bulmayı öğrendik. İlginç bulduğumuz küçük hikayeler hakkında yazıp şarkı söylemeyi seviyoruz. Müzikal tarz, sürecin en sonunda ortaya çıkıyor, sadece şarkı için seçtiğimiz ambalaj gibi. Şarkıya veya mesajına en uygun tarzı kullanmayı seviyoruz.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak