Jazz’ın ritmini, rock’ın gücünü ve hip-hop’un akışını tek potada eriten bir takip hikâyesi.
Londra çıkışlı Splitting Edges, 2019’dan bu yana türler arası sınırları yıkmakla meşgul. Lydon Peacock (vokal), Bradley Osborn (davul) ve Nathan Cannon’un (gitar) öncülüğündeki grup;
-
Jazz ritimleri,
-
Güçlü rock vokalleri,
-
Bossa dokunuşları,
-
Hip-hop akışları gibi unsurları harmanlayarak kendine has bir evren yaratıyor.
Post-pandemi dönemin yükselen canlı performans ekiplerinden biri hâline gelen Splitting Edges, sahnede enerjileriyle büyülüyor; stüdyoda ise deneysel üretim anlayışlarıyla dikkat çekiyor.
🌀 “The Chase”: Takibin İçindeki İçsel Kıvılcım
25 Temmuz 2025’te yayımlanan yeni single’ları “The Chase”, hem müzikal hem de duygusal anlamda bir arayışı simgeliyor.
Şarkı, dinleyiciyi:
-
Bir hedefe duyulan obsesif tutku,
-
Kovaladıkça büyüyen arzular,
-
İçsel dürtülerle dış dünyada var olma savaşı gibi temalar etrafında dolaştırıyor.
Grubun önceki parçaları “Blue Lady” (toksik aşkın iç yüzünü işler) ve “Maybe” (bossa tınılarıyla sarmalanmış içsel çalkantılar) gibi, “The Chase” de ruh hâli ve ritim arasında köprü kurmayı başarıyor.
🎧 Apartman No:26 Notu:
Splitting Edges’in yaptığı şey sadece müzik değil; bu bir duygular arası yolculuk. “The Chase” ise bu yolculuğun hızlandığı, nabzın yükseldiği an. Eğer müzikte türler arasında dolaşmayı ve her şarkıda yeni bir evrene girmeyi seviyorsanız, bu parça tam size göre.
Kovaladığınız neyse, belki de bu şarkıda saklıdır.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak