Berlin’deki Galerie Max Hetzler, sanat ve spor arasındaki ilişkiyi metaforik bir dille keşfeden grup sergisi **”Break Point”**e ev sahipliği yapıyor. 27 Haziran’dan 9 Ağustos 2025’e kadar Potsdamer Straße 77-87 adresinde ziyaret edilebilecek olan sergi, Darren Almond, Matthew Barney, Elmgreen & Dragset, Barry Flanagan, Günther Förg, Katharina Grosse, Mark Grotjahn, Friedrich Kunath, Jake Longstreth, Eddie Martinez, Rinus Van de Velde ve Grace Weaver gibi önemli sanatçıların eserlerini bir araya getiriyor.
“Break Point”, tenisteki kritik anı bir metafor olarak kullanarak, disiplin, pratik, atılım, teslimiyet, fiziksel zorlanma ve sanatsal ifade gibi spor ve sanatın paylaştığı ortak kavramları vurguluyor. Sergi, antik çağlardan beri fiziksel ve ruhsal dengeyi sağlamak için keşfedilen, bedensellik ve aşkınlık arasındaki evrensel bağlantıyı sergilemeyi amaçlıyor.
Sergide yer alan birçok sanatçı, bu temayı kendi eserlerinde farklı yaklaşımlarla ele alıyor:
- Jake Longstreth’in “Tennis Academy” (2025) adlı eseri, insan yapımı tenis kortlarını doğal Los Angeles silüetiyle karşılaştırırken, Friedrich Kunath’ın “I Know I Need A Small Vacation” (2025) adlı eseri bir sahil cennetini endüstriyel bir kil kortla yan yana getiriyor.
- Günther Förg’ün “Gazzetta dello Sport LXXII” (2006) adlı eseri, İtalyan spor gazetesinin sayfalarını kullanarak sporu popüler kültürle ilişkilendiriyor.
- Eddie Martinez’in “Mandala #15” (2021) eseri, bir tenis topu motifini kontrollü bir kaos portalına dönüştürüyor.
- Mark Grotjahn’ın “Untitled (“Tomato” Butterfly 55.64)” (2023) adlı çalışması ise sıkıca kalibre edilmiş çizgilerle dinamik bir görsel dil yaratıyor.
Sergide ayrıca, sporu insan nitelikleri için psikolojik bir sahne olarak kullanan heykeller de bulunuyor. Barry Flanagan’ın “Large Boxing Hare on Anvil” (1984) adlı heykeli, durağanlık ve hareket arasında bir gerilim yaratırken, Elmgreen & Dragset’in “Flo” (2023) adlı eseri, yenilmiş genç bir tenis oyuncusunu tasvir ederek zafer ve fedakarlık üzerine düşündürüyor. Matthew Barney’nin “Patriot” (2024) adlı eseri ise çarpışan futbolcular arasındaki negatif alanı takip ederek yorgunluğu ve fiziksel sınırları zorlamayı sembolize ediyor.
Grace Weaver’ın “Untitled (Tanagra)” (2025) adlı eseri, antik bir Yunan heykelciğinden ilham alarak bedenin dinamik hareketini esrarengiz bir yüzle tasvir ediyor ve fiziksel ile psişik arasındaki gerilimi vurguluyor. Rinus Van de Velde’nin kömürle yaptığı otoportresi “During my days off I try it this way, …” (2025), sanatçının alter egosunu bir tenis kahramanı olarak göstererek kendini mitolojikleştirme ve aşkınlık temasını işliyor.
“Break Point” sergisi, kavramsalden çevresel ve figüratiften soyuta uzanan çeşitli sanatsal jestler aracılığıyla hem bedende hem de zihinde dönüşümü keşfediyor.
Sergi Bilgileri:
- Sergi Adı: Break Point
- Yer: Galerie Max Hetzler
- Adres: Potsdamer Straße 77-87, Berlin
- Tarihler: 27 Haziran – 9 Ağustos 2025
- Katılımcı Sanatçılar: Darren Almond, Matthew Barney, Elmgreen & Dragset, Barry Flanagan, Günther Förg, Katharina Grosse, Mark Grotjahn, Friedrich Kunath, Jake Longstreth, Eddie Martinez, Rinus Van de Velde, Grace Weaver.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak