Merhaba sevgili sinemaseverler. Bugün sizlere, ACID Cannes 2025’te taze prömiyerini yapmış, iç ısıtan bir Fin-Norveç ortak yapımı dramediden bahsedeceğim: Lauri-Matti Parppei’nin yönettiği “A light that never goes out”. Hayatın karmaşasında bazen bir sanat eseri ya da bir dostluğun bize yol gösterebileceğini hatırlatan türden bir yapım. Filmin bir diğer ismi de “Kaos İçinde Uyum: Yeniden Keşif Yolculuğu,” ki bu da temasını oldukça iyi özetliyor.
Filmin Konusu Bize Neler Anlatıyor?
Film, başarılı klasik flüt sanatçısı Pauli’nin hikayesini merkezine alıyor. Yetenekli müzisyen, yaşadığı kişisel bir kriz sonucu enstrümanını çalma yetisini kaybeder ve derin bir boşluğa düşer. Bu çöküşün ardından çocukluğunun geçtiği küçük Fin kasabasına döner.
Tam da umutsuzluğa kapılmışken, eski okul arkadaşı, enerjik ve sıra dışı deneysel müzisyen Iiris ile yeniden karşılaşır. Pauli’nin, Iiris’in ilk başta yadırgadığı kaotik ama özgürleştirici müziği aracılığıyla kendini ve sanatsal ilhamını yeniden keşfetme süreci, filmin dokunaklı öyküsünü oluşturuyor. Bazen en beklenmedik karşılaşmaların, hayatımızın en anlamlı melodilerini bestelememize vesile olabileceğini gösteriyor.
Filmin Öne Çıkan Temaları ve Yönetmenin Bakışı
Bu yapım, dostluğun sıcaklığını, yaratıcılığın özgürleştirici gücünü ve mükemmeliyet arayışının ötesinde bir amaç bulmanın önemini vurguluyor. Yönetmen Lauri-Matti Parppei, kendi müzik çevresindeki deneyimlerinden ilham alarak, amatör müzisyenlere ve arkadaşlıkla sanat yapmanın keyfine içten bir saygı duruşunda bulunuyor.
Sanatın ve dostluğun iyileştirici etkisini, hassas temaları incelikli bir mizah ve sıcaklıkla işleyerek seyirciye aktarıyor. Müzik performanslarının canlı kaydedilmiş olması da filmin enerjisini ve samimiyetini artırıyor. Parppei, izleyicilerin filmden ilham alarak kendi yaratıcılıklarını keşfetmelerini umduğunu belirtiyor; bu da yönetmenin sanata ve insana olan pozitif bakış açısını yansıtıyor.
Bir Eleştirmen Gözüyle Değerlendirme
Film potansiyel olarak ağır temaları bile naif ve umut dolu bir dille ele almayı başarıyor. İzleyiciye yaşamın güzelliklerini ve zorluklar karşısında sanatın bir sığınak olabileceğini hatırlatan türden filmlerden. Mükemmeliyetçiliğin getirdiği baskılardan bunalanlar veya içten bir yeniden keşif ve dostluk hikayesi arayanlar için kayda değer bir seçenek olabilir. Özellikle ruh halinizi yükseltecek, pozitif bir deneyim vaat ediyor.
Vizyon Bilgileri
Film, ACID Cannes 2025’te henüz prömiyerini yaptı. Finlandiya, Norveç ve diğer bölgelerdeki genel gösterim tarihleri ile dijital platformlarda ne zaman yayınlanacağı önümüzdeki dönemde netleşecektir. Gelişmeleri takip etmekte fayda var.
Son Söz
Özetle, “A light that never goes out”, hayal gücünün, insan bağlarının ve kaosun içinden doğabilecek uyumun değerini hatırlatan, kalbe dokunan bir yapım. İzleyiciye hem duygusal hem de düşündürücü anlar yaşatırken, umut dolu bir tebessümle sonlanıyor. Sinemada veya ileride platformlarda karşılaştığınızda bir şans vermenizi öneririm.
Bir sonraki film değerlendirmesinde buluşmak dileğiyle.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak