
Londra Ufuklarında Sanatsal Bir Devinim: İklim Bilincini Yeniden Şekillendiren Heykel-Kuklalar
Bu Haziran, Londra, kamusal sanatta yenilikçi bir soluk getiren ve derinlemesine bir tefekkür vadeden olağanüstü bir etkinliğe sahne oluyor. Tower Bridge’in tarihi atmosferine doğru ilerleyecek olan, gerçek boyutlardaki hayvan figürleri, izleyicilere yalnızca çarpıcı bir görsel deneyim sunmakla kalmayıp, aynı zamanda çağımızın en kritik meselesi olan ekolojik dönüşüme dair kolektif bir diyaloğun fitilini ateşleyecek.
Geri Dönüşümden Sanata: Etkileyici Formlar, Güçlü Mesajlar
The Walk Productions’ın vizyoner girişimiyle hayata geçirilen bu kamusal sanat enstalasyonu, sürdürülebilirlik ve yaratıcılığın kesişim noktasında duruyor. Karton ve geri dönüştürülmüş materyallerden titizlikle inşa edilmiş, doğal ölçeklerindeki fil, zürafa, antilop ve aslan heykelsi kuklaları, Londra sokaklarında adeta canlanıyor. Bu dikkat çekici eserler, iklim değişikliğinin canlı ekosistemleri üzerindeki derin etkilerini ve biyolojik çeşitliliğin korunmasının aciliyetini sanatsal bir ifadeyle gündeme taşıyor. Proje, bu devasa figürlerin kamusal alandaki mevcudiyetiyle, izleyicileri bu küresel meydan okuma üzerine düşünmeye davet eden, akılda kalıcı bir anlatı kurguluyor.
Sanatın Diyalog Başlatma ve Değişim İlham Etme Kapasitesi
Projenin sanat yönetmeni Amir Nizar Zuabi, bu etkileyici eserlerin ardındaki amacı şu sözlerle özetliyor: “Yaşam boyutlarındaki bu yaratıkların estetik cazibesi ve içkin yabanıllığı (ferocity) aracılığıyla, eleştirel bir diyalog başlatmayı, entelektüel bir provokasyon sağlamayı, toplumsal katılımı özendirmeyi ve nihayetinde somut bir dönüşüm için ilham kaynağı olmayı amaçlıyoruz.” Zuabi’nin de vurguladığı gibi, bu eserler, pasif gözlem nesneleri olmanın ötesine geçerek, kent sakinlerini ve ziyaretçilerini aktif bir düşünsel sürece dahil etmeyi hedefleyen dinamik sanat müdahaleleri olarak konumlanıyor.
Tower Bridge’e doğru gerçekleşecek bu sanatsal yürüyüş, sıradan bir gösterinin çok ötesinde anlamlar barındırıyor. Ekolojik okuryazarlığı artırma ve gelecek nesillere karşı sorumluluklarımızı yeniden değerlendirme çağrısıyla, Londra’nın kültürel dokusuna işlenecek bu performans, sanatın toplumsal bilinci şekillendirme ve acil konulara dikkat çekme konusundaki eşsiz potansiyelini bir kez daha kanıtlar nitelikte. Bu Haziran, Londra sokakları, sanatın ve ekolojik farkındalığın etkileşiminden doğan, unutulmaz bir deneyime ev sahipliği yapacak.
Bu iddialı sanat enstalasyonu, yalnızca kavramsal derinliğiyle değil, aynı zamanda etkileyici ölçeğiyle de dikkat çekiyor. Kuklalar ve onları canlandıran sanatçılar, Orta Afrika’dan başlayıp Kuzey Kutup Çemberi’ne kadar uzanacak olan tam 20.000 kilometrelik bir güzergahı kat ediyor. Nisan ayında Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nden yola çıkan kafile, yolculukları boyunca Lagos, Dakar, Marakeş, Kazablanka ve Rabat gibi önemli kentlere uğrayarak, taşıdıkları mesajı farklı coğrafyalara ulaştırdı. Bu sanatsal yolculuğun bir sonraki durağı olan Londra’ya ise 27 Haziran Cuma günü varmaları ve 29 Haziran Pazar gününe kadar kentte çeşitli etkinlikler gerçekleştirmeleri bekleniyor.

Gösterinin başlamasıyla birlikte, Sürüler, Tower Köprüsü’nde ‘damgalanacak’ ve Somerset House’a ulaştıktan önce Soho’dan geçecek. Yol boyunca, Kraliyet Operası’ndan performanslar ve Matilda The Musical’ın oyuncularının gösterileri gibi çeşitli etkinlikler düzenlenecek.

Ayrıca, Sadler’in Wells projesinin sanatçısı Alesandra Seutin tarafından düzenlenen özel bir performans da olacak. Burada hayvanlar, Westfield Stratford City’den Kraliçe Elizabeth Olimpiyat Parkı’na giderken dansçılarla bir araya gelecek. Camden High Street’te bir ‘av’ da gerçekleştirilecek.

Londra’da geçirecekleri sürenin ardından Sürüler, Manchester’ı ziyaret edecek ve sonra İskandinavya’ya doğru yola çıkacak. Sanat enstalasyonu, Orta Afrika’dan Kuzey Kutup Çemberi’ne kadar toplam 20.000 km’lik bir yolculuk yapacak ve (bu yolculuk) Temmuz sonunda Norveç’in Trondheim şehrinde sona erecek. Elbette, kuklacılar bu mesafeyi şehirden şehre yürüyerek katetmeyecekler. Bu yolculuk sırasında, projeye Nijerya’daki Vervet Maymunları, Avrupa’daki Kurtlar, Kızıl Geyik ve Norveç’teki Ren Geyiği gibi yerel türleri temsil eden yeni kuklalar da dahil olacak.

Sürüler, Londra’da 27-29 Haziran 2025 tarihlerinde, ücretsiz olarak sergilenecek.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak