Akıştasın: Unutulan Bir Devrimcinin İzinde: “Tatlin: Kyiv” Sergisi ile Ukrayna’ya Sanatsal Bir Yolculuk

Yükleniyor
svg

Unutulan Bir Devrimcinin İzinde: “Tatlin: Kyiv” Sergisi ile Ukrayna’ya Sanatsal Bir Yolculuk

Mayıs 31, 20259 dk okuma süresi

Komşu, haberi sana okumamı ister misin?

Vladimir Tatlin’in sanatsal mirasının Ukrayna’daki köklerine ve Kiev’deki etkileyici dönemine ışık tutan “Tatlin: Kyiv” (veya “Vladimir Tatlin’in Ukrayna Rüyası”) sergisi, sanatçının az bilinen yönlerini keşfe çıkaran ve bir ulusun kültürel kimliğini yeniden sahiplenme çabasına anlam katan derin bir yolculuk sunuyor. Ukrayna Müzesi’nde gerçekleşen bu sergi, Tatlin’in sadece bir Konstrüktivizm öncüsü olarak değil, aynı zamanda Ukrayna’nın en önemli kültürel figürlerinden biri olarak mirasını geri kazanmayı amaçlıyor; özellikle de ülke, Rusya savaşının varoluşsal tehdidiyle mücadele ederken bu daha da anlam kazanıyor.

Ukraynalı Bir Vizyoner: Tatlin’in Kökleri ve İdealleri

Sergi, Vladimir Tatlin’in –ya da basın bülteninde vurgulandığı gibi Ukraynaca “Volodymyr”– 1885’te o dönem Rus İmparatorluğu’nun bir parçası olan Ukrayna’nın Harkiv şehrindeki doğumuna dikkat çekiyor. Bir makine mühendisi baba ve şair bir annenin oğlu olması, eserlerindeki teknik deha, estetik arayış ve politik duruşun eşsiz bir sentezini oluşturuyor. 1925-27 yılları arasında Kiev Sanat Enstitüsü’nde tiyatro, film ve fotoğraf bölümünü kurup yönettiği dönem, serginin ana odaklarından birini teşkil ediyor. Tatlin, sanatın toplumsal amacını vurgulayan, bireysellik yerine kolektif üretimi öne çıkaran ve estetiği endüstriyle birleştiren Konstrüktivizm akımının babası olarak kabul edilir. Geometrik soyutlama, endüstriyel malzemeler ve cesur renklerle tanımlanan bu estetik, ne yazık ki Sovyet rejiminin sanatı sıkı denetim altına alması ve Ukrayna kültürünü acımasızca bastırmasıyla gölgelenmiştir.

Hayaller, Parçalar ve Yeniden Canlanan Bir Stüdyo

“Tatlin: Kyiv” sergisi, kayıp veya yok edilmiş eserler nedeniyle “zor bir arşiv”le çalışmanın zorluklarını güçlü bir anlatıya dönüştürüyor. Belki de en dokunaklı bölüm, sanatçının Kiev’deki Dnipro Nehri kıyısında kuşları izlerken, yaralı bir leylekten ilham alarak tasarladığı insan gücüyle çalışan uçuş makinesi “Letatlin” (1930-32) fikrinin doğuşunu anımsatan düzenleme. Bu ikonik planörün bir versiyonu, sanatçının Kiev’deki stüdyosunun dokunaklı bir rekreasyonunun üzerinde süzülüyor; yatağa yansıtılan bir leylek videosu ve odayı dolduran kuş sesleri eşliğinde, izleyiciyi Tatlin’in hayal gücünün kristalleştiği o ana taşıyor.

Sergi, Tatlin’in insan figürünü kaligrafik çizgilerle askıya alır gibi görünen fütüristik sandalye tasarımının bir prototipiyle açılıyor. Hemen arkasında ise daha önceki bir prototipin grenli fotoğrafı yer alıyor; ürünün kendisi oradayken planın da sergilenmesi, “bir rüyanın da en az ürün kadar önemli olduğu” mesajını veriyor. Ziyaretçiler, sanatçının nadir bulunan orijinal eserlerinden olan ve figürü arklı çizgilerle zar zor tanımlayan “Dişi Çıplak Beden 1” ve daha da soyutlanmış “Dişi Çıplak Beden 2” (yak. 1920’ler) gibi çizimleriyle de buluşuyor.

Etkinin İzleri: Öğrenciler ve Tasarımlar

Orijinal eserlerin azlığı, sergiyi kopyalar, rekreasyonlar, fotoğraflar ve Tatlin’in çevresindeki kişilerin çalışmalarıyla zenginleştiriyor. Kino dergisi için yaptığı şaşırtıcı tasarımlar, “Diplomatik Kese” filmi için hazırladığı ve mekan, derinlik ve temsili sorgulayan set eskizleri (birçoğu çıktı fotoğrafı olsa da) onun vizyoner bakışını yansıtıyor. Tatlin’in bir bandura (Ukrayna müzik aleti) tuttuğu fotoğrafı, dairesinin ve stüdyosunun bulunduğu binanın bir görüntüsü ve öğrencilerinin bir fotoğrafı gibi “eserler” de sanatçının Kiev’deki varlığına dair ipuçları sunuyor.

Tatlin’in etkisi en çok, sanatı endüstri ve günlük yaşamla bütünleştirdiği, grup projeleriyle işbirliğini teşvik ettiği Kiev Sanat Enstitüsü’ndeki öğrencilerinin çalışmalarında görülüyor. Mykola Triaskin’in “Çizim. Balıkçılık” adlı eseri insan ve makine birlikteliğini vurgularken, Semen Mandel’in “Demir Cevheri” filmi için yaptığı posterdeki (“Валцовка” – haddeleme kelimesinin kırmızı bir okla işçiye doğru uzandığı) tipografik dehası dikkat çekiyor. Cesare Pugni’nin Esmeralda balesi için yapılan renkli ve oyunbaz kostüm tasarımları ise Tatlin’in öğrencilerinin sanatsal çeşitliliğini gözler önüne seriyor.

Küratoryal Bir Başarı ve Direnen Bir Rüya

Müze direktörü ve Venedik Bienali Ukrayna Pavyonu’nun pek çok edisyonunun komiseri olan Peter Doroshenko’nun küratörlüğünü ve sergi tasarımını üstlendiği “Tatlin: Kyiv”, sanatçının ideallerini yansıtan parlak bir kurguya sahip. Vitrinlerin güçlü diyagonal kesimleri, yüzeylerde kullanılan canlı Konstrüktivist renkler (parlak kırmızı, cesur mavi, limon yeşili) ve izleyiciyi sanatçının portresinin bir fotokolejına, “Letatlin” imgesine ve duvara basılmış bir nehre doğru yönlendiren mat siyah platform, sergi deneyimini zenginleştiriyor.

“Tatlin: Kyiv”, acımasız bir rejim tarafından potansiyeli kısıtlanan büyük bir sanatçının hikayesini anlatırken, aynı zamanda Ukrayna’da bugün yaşananlara da ayna tutuyor. Ancak Tatlin’in bu güçlü retrospektifte kanıtladığı gibi, bir rüyanın hayaleti bile yok edilmesi zor bir şeydir. Sergi, tarihin farklı şekillenebileceğini ve şu anki duruşumuzla geleceği nasıl etkileyebileceğimizi düşündürerek, sanatın ve hayallerin direniş gücünü bir kez daha hatırlatıyor.

Kurulum görünümü Tatlin: Kiev Ukrayna Müzesi’nde (Fotoğraflar Lisa Yin Zhang/Hiperalerjik)

Bu haber adada kalmaya devam etsin mi?

0 People voted this article. 0 Upvotes - 0 Downvotes.
svg

Aklında bir şey mi var?

Yorumları göster / Yorum bırak

Cevap ver

Yükleniyor
svg