Farklı ülkelerden insanların bakış açısıyla hayat bulan Türkiye çıkışlı niş parfüm markası Gruccione’nin kurucusu Emrullah Kıran’la parfüm koleksiyonlarını, sanatı ve müziği konuştuk.
Parfümle sanat ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Parfüm ve sanat, birbirinden oldukça farklı gibi görünen iki alan olmasına rağmen, birçok ortak noktaya sahip. Her ikisi de duyulara hitap ediyor ve duygusal tepkiler uyandırma potansiyeline sahipler. Parfüm, kokular aracılığıyla anıları ve duyguları
canlandırabilir, tıpkı bir tablo ya da müzik gibi.
Parfümün içindeki bileşenlerin ahengi bir sanatçının renkleri ve fırça darbeleriyle oluşturduğu kompozisyon gibi, bir bütünün estetik gücünü oluşturur. Bununla birlikte, parfümde sanatçıların yaratım süreci de benzer şekildedir. Bir parfüm tasarımcısı, bir ressam gibi farklı unsurları bir araya getirir, harmanlar ve belli bir tema veya duygu yaratmaya çalışır. Parfüm tasarımı, zengin bir estetik anlayışa ve hassas bir duyusal farkındalığa dayalıdır. Tıpkı bir sanat eserinde olduğu gibi, her parfüm hem yaratan kişinin vizyonunu yansıtır hem de onu kullanan kişide benzersiz bir izlenim bırakır.
Sizce parfümlerle müziğin ortak bir noktası var mı?
Parfüm ve sanat ilişkisinden bahsettik ya parfüm ve müzik ilişkisinde de bir benzerlik var. Her ikisi de zamanla gelişir ve evrilir. Parfümün top notası, kalp notası ve dip notası arasındaki geçiş, bir müzik parçasının veya bir hikâyenin evrimine benzer.
Parfümün zaman içindeki değişimi, bir sanat eserinin zamanla farklı yorumlarla algılanması gibidir. Pek çok konuda ortak noktaları var. Konuyu duygusal olarak ele almak gerekirse insanları geçmişe götüren iki şey var. Biri parfüm diğeri de müzik. İlk
kez burnumuza çalınan bir kokuyla yıllar sonra karşılaştığımızda onu ilk kokladığımız ana gideriz, hafızamız ansızın bizi “o an”a ışınlar. Aynı durum şarkılar için de geçerli.
Sosyal medya paylaşımlarınızda Kurt Cobain ve parfümlerle ilgili bir postunuzu görmüştüm. Sizin koleksiyonlarınızda yer alan hangi parfümü ona yakıştırırsınız?
Kurt Cobain gerçekten bir müzisyenden daha fazlasıydı. Onun Nirvana’yla imza attığı işler sadece bir döneme damga vurmuş albümler değildi. Cobain, ölümsüz ve zamansız albümlere imza attı. Onun bir müzisyen değil bir ikon olduğunu düşünüyorum. “Ona hangi parfümümüzü yakıştırırım?” Çok zor bir soru çünkü buna tek bir yanıt vermek oldukça zor. İllaki tek bir parfüm söylemem gerekiyorsa baharatlı, pudralı ve tütünün ön planda yapısıyla biraz tatlı, biraz sisli biraz baharatlı ama aynı zamanda da hiçbirinin baskın olmadığı farklı içeriklerin birleşimiyle tasarlanan Velvet Tobacco diyebilirim. Cobain’in hüzünlü, isyankâr, asi aynı zamanda çocuksu tarafına uygun bir parfüm.
Kurt Cobain’den bahsetmişken sizin müzikle aranız nasıl?
Gayet iyi. Biraz önce söylediğim gibi birbirine çok da benzemeyen farklı insanların yorumuyla hayat bulan bir markayız. Söz konusu müzik olduğunda da playlist’imizin oldukça farklı müzik tarzlarına sahip olduğunu söyleyebilirim. Black metalden caza, cazdan elektronik müziğe, elektronikten klasik müziğe kadar pek çok farklı tarzları dinleyen bir ekibimiz var. Kişisel olarak bana hitap etmese de arkadaşlarım bir grubu ya da şarkıyı öneriyorsa mutlaka dinlerim. Müzik konusunda da önyargım yok.
Gruccione’nin hikayesi ne zaman başladı?
Biz 2019 yılında kurulduk. Markanın kökleri İtalya’da atıldı. Sonrasında İsviçre’den Azra Knezeviç ve Pr. Silvio Riva engin deneyimleriyle bize destek oldular. Markanın bir ayağının Türkiye’de diğer ayaklarının İsviçre’de ve İtalya’da olması bize kuruluş aşamamızda çok şey kattı. Sonrasında koku koleksiyonlarımız için çalışmalara ağırlık verdik. Zengin kokuları modern dokunuşlarla yorumladık.
Markanın sanatsal yorumu koku üzerine nedir?
Gruccione’nin parfümlerle ilgili sanatsal çizgisini kısaca “çok renkli” olarak tanımlayabilirim. 2019’da kurulduk, o günden bugüne dek süregelen yolculuğumuzun her damlasında bir serüven var. Markanın kökleri İtalya’da atıldı, İsviçre’den danışmanlarla çalıştık aynı zamanda markanın bir diğer ayağı da Türkiye’deydi. Farklı ülkelerde bambaşka bakış açılarına sahip insanların yorumlarıyla hayat bulduk. Haliyle sanatsal anlamda da çok renkli, sınır tanımayan bir çizgimiz var.
Röportaj: Ezgi Gizem Gülümser
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum yap