Mahmut Yesari, 1927’de Milliyet gazetesinde tefrika edildikten sonra 1928’de kitap haline getirilen “Çulluk”u yazabilmek için Cibali Tütün Fabrikası’nda çalışmış, fabrikadaki işçilerin yetersiz ve sağlıksız çalışma koşullarına ve kötü yaşam şartlarına şahit olmuş. Köyünden İstanbul’a gelip tütün fabrikasında çalışmaya başlayan Murat’ın hikâyesiyle açılan roman, işçilerin sorunlarının dışında Murat’ın fabrikadan arkadaşı Münevver’le olan çatışmalı aşk hikâyesine, etnik ve kozmopolit İstanbul’un sosyokültrel hayatına, Beyoğlu meyhanelerine ve birçok renkli konuya değinir.
Kitabın ikinci bölümünde ise Murat’ın köyüne geri dönmek zorunda kalışına ve oradaki hayata ayak uyduramayışı anlatılır. Murat’ın İstanbul’a gitmeden önce âşık olduğu Esma’yla bir araya gelmesinin önüne çıkan engeller, tütün kaçakçıları, kent-köy ayrımı gibi temalar toplumsal gerçekçi bir anlatımla satırlara dökülür. Türk edebiyatının ilk işçi romanı kabul edilen “Çulluk”, genç Cumhuriyet’in modernleşme döneminde köy ve kentteki yaşamın yansımaları, toplumsal adaletsizlik ve çetin çalışma koşulları ele alınır.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum yap