Peki ya siz… Akay Üstünel’i, dansın iyileştirici gücünü, hip-hop kültürünün sarıp, sarmalayan sıcaklığını biliyor musunuz?
2018’de bir arkadaşım hip-hop dans derslerine gitmeye başlamıştı. Ben de çocukluğumdan beri o dünyayı filmlerden kaynaklı çok severim. Hatta annemle, melez çocukları ve dans etmeyi çok sevdiğimiz için Afro Amerikan bir damat hayali kurardık. Bir süre sonra arkadaşımın ders aldığı hocaları ve ortamı Instagram üzerinden takip etmeye başladım. Ve aylar sonra gitmeye karar verdim. İçimden gelen bir hocayı seçip, dersine gittim. 2019’un sonbaharında daha ilk derste bütün bu dünya ile karşılıklı aşk yaşamaya başladım.
Her şey annemle o bayıldığımız hip-hop filmlerindeki gibi oldu. Akay Üstünel’in dersini beklerken kapının şeffaf tarafından dersi izliyordum. İçeriden kıvırcık saçlı incecik, o filmlerin en sevilen, tatlı karakteri çıktı ve ben takip ettiğim başka bir dansçı zannedip, parmağımla onu göstererek “sen!” dedim. O da bana aynı şeyi yaptı. Sonra anladım ki o aslında kast ettiğim ‘o’ değil ama gösteriğim ‘o’, tam o andan itibaren benim manevi evladım oldu. Adı “Didi” ve o dönem tanıştığım başka manevi çocuklarım da var. “Dayk” ve “Brokoli”
Sonra Akay’ın dersine girdim. Tam sevdiğim gibi bir hocaydı. Gereksiz cıvımıyordu. Aklı fikri kızlarda değil dansta, derste, bizdeydi. Güzel.
Çıkışta Didi beni haftasonu olacak hip-hop dans yarışmasına davet etti. Gittim. Böyle bir ortam daha önce hiç görmemiştim. Kocaman bir alan, içeride gümbür gümbür hip-hop çalıyor. Etraf hip hop dansçılarla dolu. Birbirinden renkli insanlar dans ediyorlar, dans edenleri izliyorlar… Uyum içindeler.
Akay oyuncu olmak için yola çıkmış. Bunun için dans derslerine başladığında kendini onun büyüsüne kaptırmış ve bu kültürün iyice içine dalıp, ülke ülke battle’lara (hip-hop dans yarışmalarına verilen ad, battle) katılıp, sonunda hip-hop kültürünün doğduğu yer olan Amerika’ya gitmiş. Yaşayan efsanelerin derslerinde, ortamlarında onlarla beraber vakit geçirerek iyice sindirmiş, onlardan el almış. Sonra Türkiye’ye dönüp, dersler vermeye ve aldıklarını aktarmaya başlamış. Kendisi gibi parlak, yetenekli insanlar Akay’a yönelmiş ve içlerindeki cevheri çıkarmaya başlamışlar…
O zaman 18 senedir İstanbul’da sanat çevresindeydim. Özür dileyerek söylüyorum ki hiç bu kadar zarif, birbirinden yetenekli insanların bir arada barış içinde, birbirinden beslendiği, birbirini desteklediği, sevgi ve saygı içinde geliştikleri bir sanat, sanatçı ortamı görmemiştim. Ders sonrası gittiğimiz kumrucuda bile akılları dansta olan, birbirinden zarif, eğlenceli, keyifli, sohbet içinde bir sanatçı ortamı ile devam ediyordu. Balık baştan kokar. Bu Akay’ın da zarifliği ve terbiyesiydi. Benzerler de birbirini çeker.
İşin en hayranlık uyandıran tarafı dansçıların çoğunun çok zor ve sert koşullarda, çevrelerde doğup, büyümüş, yaşıyor olmasıydı. Dans ederek, hareketin ve müziğin iyileştirici gücü ile hepsi birer mücevhere dönüşmüş. Neredeyse hepsi ile teker teker saatler süren sohbetlerimiz, paylaşımlarımız var. Hepsinin teker teker varlığına, felsefesine, sanatına, herşeye rağmen dansa, sanata olan aşkına ve azmine hayranım. Kimseden hiç bir zaman şikayet duymadım. Bu işten çoğu zaman para kazanmasalar da asla demoralize olmadan aşkla antreman yapıyorlar, devam ediyorlar; her nerede, ne halde ve vakitte olurlarsa olsun; bir arada, birbirlerini kollayarak, izleyerek, destekleyerek…İşte bu zaten hip-hop kültürü, felsefesidir.
Akay’cım genelde sistemsel eksikliği farkedip, sadece söylenmek yerine taşın altına elini sokan bir insan olduğu için yetinmeyip, dansçıların dağınık iş düzenlerini derleyip, toplayıp, haklarını savunabilmeleri için Türkiye’de ilk dansçı ajansı kurmuş. Adı “Dansperformcast” Bu sayede dansçıların adresleri belli olan, işleri organize edilen, hakları korunan bir ajansları olmuş. Bu oluşum ilerledikçe Akay Üstünel reklamlarda halihazırda oynarken bir taraftan dans koreografilerini de yapmaya başlayıp, kendi titrini yarattığı “hareket yönetmenliği” ile reklam sektörünü de rahatlatan bir sistem kurmuştur.
Davem edip, üstüne pandemiden önce yine bir ilki gerçekleştirip “Federal Parti” adında dansçılar için bir dans partisi yaratmıştır. Bunu da hiphop kültüründe olan “Çay Partileri”nden esinlenmiştir. Ben de ilkinin gerçekleşmesinde katkıda bulunmuştum. Görmeliydiniz, bir mekan dolusu rengarenk, birbirinden güzel dans eden insanlar, sahnede hiphop müzisyenleri, dj performansları, dans gösterileri… Gerçekten çok etkileyici. Umarım devam eder.
Akay Üstünel on yılı aşkın süre ders verip birbirinden güzel insanları eğittikten ve şimdilik ülkede dansa dair kendi adına bir çok işi yola koyduktan sonra iki senedir biraz daha kendi gelişimine ve birikimine zaman ayırmıştı. Diğer tüm işlerini de beraberinde sürdürdü. Şimdi yeniden dansa, derse ve komüniteye dair güzel bir projeye hazırlanıyor.
Yolu açık olsun.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum yap