Robert M. Schwartz’ın Babamın Hayatı adlı romanı, Telemak Yayınları etiketiyle ve Baha Öngel’in çevirisiyle Türkçede okurla buluştu. İlk kez 1778’de yayımlandığında büyük ses getiren eser, dönemin alışılmış edebi anlayışlarına meydan okumuş; koca bir kitabın, ismi dahi bilinmeyen bir köylünün yaşamına adanması kamuoyunu ve eleştirmenleri şaşkına çevirmişti. Fransız yazar Nicolas-Edme Restif de la Bretonne, Rousseau etkisiyle kaleme aldığı bu eserde babasını bir erdem timsali olarak sunarken, Antikçağ’ın ideal karakterini Fransa taşrasında bulduğunu iddia etmişti. Restif’in bu yaklaşımı, Paris’in yozlaşmış düzenine karşılık, ülkenin yeniden ahlaki bir doğuş yaşaması için kırsalın “bozulmamış mayası”na ihtiyaç duyulduğu mesajını içeriyor.
Erkan Irmak’ın tanıtım yazısında vurguladığı gibi, Babamın Hayatı Aydınlanma çağı ve Fransız Devrimi arifesinde, alışıldık kent merkezli anlatılardan farklı olarak dekorunu taşraya kuran sıra dışı bir roman. Patriyarkal bir düzenin, din-devlet-gelenek üçlüsünün şekillendirdiği bir dünyayı resmeden eser, modernite öncesi toplum yapılarının nasıl işlediğini anlamak açısından önemli bir kaynak olarak değerlendiriliyor. Restif’in yalın anlatımı, kendi yaşamını tüm açıklığıyla yazıya dökme cesareti ve hatıralara yüklediği anlam, kitabı yalnızca biyografik bir anlatı değil, aynı zamanda kültürel ve sosyolojik bir belgeye dönüştürüyor.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak