6 Şubat 2023 sabahı, Hatay sadece yer sarsıntılarıyla değil, yüzyılların tanığı olan taşların, duvarların, sokakların çöküş sesiyle uyandı. Bu sadece bir deprem değildi; aynı zamanda bir medeniyetin hafızasının silinişine tanıklık eden bir felaketti. Binlerce yıllık tarih, birkaç saniye içinde toza dönüştü, Hatay’ın kültür varlıkları derin yaralar aldı.
Medeniyetler Beşiğinde Bir Yolculuk
Hatay, tarih boyunca Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, farklı inançların ve kültürlerin buluşma noktası olmuş bir şehirdir. Antakya sokaklarında yürürken Roma mozaiklerinden Osmanlı çarşılarına, kiliselerden camilere kadar uzanan bir kültür mozaiğine tanık olmak mümkündü. Ancak bu zengin miras, depremin acımasız ellerinde büyük zararlar gördü.
Yıkımın Gölgesinde Kaybolan Miraslar
- Habib-i Neccar Camii: Anadolu’nun en eski camilerinden biri olan bu kutsal mekan, hem mimari zarafetiyle hem de taşıdığı manevi anlamla yüzlerce yıldır ayaktaydı. Ancak 6 Şubat’ta yıkıldı ve tarih bir kez daha acıyı kayıtlara geçirdi.
- St. Pierre Kilisesi: Hristiyanlık tarihinin ilk kiliselerinden biri olarak kabul edilen bu yapı, dağın eteğine oyulmuş bir ibadet yeriydi. Deprem, bu kutsal mabedin dokusunu derinden sarstı.
- Antakya Uzun Çarşısı: Yüzyıllar boyunca ticaretin kalbinin attığı bu çarşı, sadece ekonomik bir merkez değil, aynı zamanda Hatay’ın sosyal dokusunun bir parçasıydı. Depremin ardından birçok dükkan, tarihi dokusuyla birlikte yok oldu.
- Hatay Arkeoloji Müzesi: Eşsiz Roma mozaikleriyle dünya çapında ün yapmış bu müeze de zarar görün alanlardan biriydi. Zarar gören eserler, medeniyet tarihinin sessiz tanıklarıydı.
Yok Olan Sadece Taşlar Değildi
Bu yapılar sadece taş ve tuğladan ibaret değildi. Onlar, nesilden nesile aktarlmış hikayelerin, kutlamaların, acıların ve sevinçlerin sessiz tanıklarıydı. Bir çocuğun ilk defa elini sürdüğü antik bir duvar, bir annenin dua ederken gözyaşlarıyla süslediği bir ibadethane… Bunların yıkımı, sadece fiziksel bir kayıp değil, toplumsal belleğin sarsılması demekti.
Umudun İzinde: Yeniden İnşa ve Dayanışma
Ancak Hatay’ın yıkılan taşları kadar sağlam bir direniş ruhu da var. Restorasyon çalışmaları başladı, uzmanlar ve yerel halk birlikte çalışıyor. Kültür mirasını kurtarma çabaları, sırf bir şehri değil, bir kimliği yeniden inşa etmenin anahtarı haline geldi.
Hatırlamak, Sahip Çıkmak
Bu yazı, sadece bir anma değil. Hatay’ın kültür mirasına sahip çıkmanın, onu hatırlamanın ve yeniden yaşatmanın bir çağrısıdır. Çünkü bir şehrin taşları yıkılsa da, hafızası ve ruhu asla kaybolmaz.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum yap