Hazırlanın, çünkü Filipinler sinemasından gelen, sizi koltuğunuza çivileyecek, ruhunuza işleyecek ve zihninizi altüst edecek bir dramla karşı karşıyayız! Yönetmen Sheron R. Dayoc’un imzasını taşıyan “The Gospel of the Beast” (Canavarın İncili), bir gencin suç ve şiddetle dolu yeraltı dünyasına acımasız inişini öyle bir ustalıkla anlatıyor ki, “bu dünya gerçekten bu kadar vahşi mi?” diye sorgularken bulacaksınız kendinizi.
Filmin kalbinde, 15 yaşındaki Mateo (Jansen Magpusao’nun canlandırdığı karakter) var. Okulda baş belası olarak bilinen ama iki kardeşine karşı yüreği sevgi dolu olan Mateo, babasının kaybolmasından sonra evin erkeği rolünü üstleniyor. Ancak okul arkadaşı Gerald ile yaşadığı bir tartışma şiddete dönüşünce, Mateo rakibini yanlışlıkla öldürüyor. Gidecek hiçbir yeri kalmayan Mateo, zar zor tanıdığı Berto (Ronnie Lazaro’nun ödüllü ve olağanüstü performansıyla) adında bir adamdan yardım istiyor. Berto onu kaçmaya ikna ediyor ve Mateo’yu sendika dünyasının acımasız gerçekleriyle tanıştırıyor.
Bir Genç Kalbin Çöküşü: Suç ve Baba Figürü
Sendikanın faaliyet gösterdiği eski malikaneye yerleşen Mateo’nun dünyası giderek kararıyor; yavaş yavaş umutsuzluğa ve şiddete teslim oluyor. Uyuşturucu dağıtmak ve cesetleri ortadan kaldırmak günlük rutininin bir parçası haline geliyor. Zamanla, Berto Mateo için adeta bir baba figürüne dönüşüyor ve bu kendine özgü baba-oğul ilişkisi büyüdükçe, Mateo hayatın, ölümün ve şiddetin acımasız gerçeklerini yavaş yavaş öğreniyor.
Filmin derinliği, Batı’daki “ergenliğe geçiş” filmlerinden çok farklı bir tablo çiziyor. Özellikle Mindanao gibi şiddet ve savaşla örülü bir bölgede geçmesi, Mateo’nun hikayesine ayrı bir katman ekliyor. Dayoc, ana karakteri aracılığıyla çeşitli sosyal, politik ve felsefi yorumlarını, şiddet prizmasından sunuyor; özellikle ergenlik gibi biçimlendirici yıllarda şiddetin insanları nasıl değiştirebileceğini gözler önüne seriyor. Film, başlangıçta ailesine ve kardeşlerine önem veren, gerçekten iyi bir çocuk olan Mateo’nun, babasına ne olduğunu bilmemenin getirdiği hayal kırıklığıyla nasıl başa çıkamadığını ve hayatında hiçbir rehberlik olmadan ilerlemek zorunda kalmasını gösteriyor.
Eleştirmenlerden Tam Notlar ve Ödül Sağanağı!
“The Gospel of the Beast”, eleştirmenlerden tam not alarak büyük beğeni topladı. “Güçlü yönetmenliği, iyi yazılmış senaryosu ve etkileyici sinematografisiyle büyüleyici” olarak tanımlanan film, “cinematik bir mücevher” olarak nitelendiriliyor. Filmin, Balinale’den En İyi Uzun Metraj Anlatı ödülünü, Ho Chi Minh City Uluslararası Film Festivali’nden En İyi Güneydoğu Asya Filmi Altın Yıldız Ödülü’nü ve Genç Eleştirmenler Ödülü’nü kazanması, sanatsal kalitesini ve etkisini gözler önüne seriyor. Ronnie Lazaro ise Berto rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü kucaklayarak performansının gücünü kanıtladı.
Filmin, protagonistin ahlaki bir ikilemle boğuştuğu ve sonunda doğru yolu seçtiği anlatısal yayının özellikle sürükleyici olduğu ve derinden yankı uyandırdığı belirtiliyor. Bazı anlarda etkisi daha yoğun olabilecek farklı bir yönetmenlik yaklaşımıyla daha da çarpıcı olabileceği söylense de, “The Gospel of the Beast” yorumlarını en keskin ve eğlenceli şekilde sunmayı başaran, şiddetten de kaçınmayan mükemmel bir film olarak öne çıkıyor.
“The Gospel of the Beast”, dünya prömiyerini 28 Ekim 2023’te Tokyo Uluslararası Film Festivali’nde yaptı. Ardından 2024 boyunca Balinale, Ho Chi Minh City Uluslararası Film Festivali ve Cinemalaya gibi çeşitli uluslararası festivallerde gösterimler aldı.
En yakın arkadaşı Gudo’nun, çalıştıkları aynı sendika tarafından öldürülmesi ve babasının ölümüyle ilgili gerçeği ortaya çıkarmasıyla Mateo, sonunda kendini şiddete ve umutsuzluğa kaptırıyor ve canavarlığa doğru nihai yolculuğunda bir tuzağa düşüyor.
“The Gospel of the Beast”, insan doğasının karanlık yanlarına, yozlaşmanın nasıl bir genç ruhu esir alabildiğine dair güçlü ve gerçekçi bir bakış sunuyor. Bu, sadece bir film değil; aynı zamanda toplumsal bir yara izine cesurca yaklaşan, düşündürücü bir başyapıt. Eğer karanlık, psikolojik dramaları ve insan ruhunun derinliklerine inen hikayeleri seviyorsanız, bu filmi mutlaka izlemelisiniz!
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak