“The Good Place”, varoluşsal soruları, etik derslerini ve kahkahayı bir araya getiren bir başyapıttı. Eleanor Shellstrop’un (Kristen Bell) yanlışlıkla cennete düşmesiyle başlayan bu hikaye, bizi “iyi insan olmanın” ne anlama geldiği üzerine düşündürürken, sezon finalindeki twist’leriyle de hepimizi şaşırtmıştı. Eğer o dertli Chidi (William Jackson Harper) gibi yeni bir dizi arayışı içindeyseniz, bu liste tam size göre.
1. Miracle Workers
“The Good Place”teki ahiret temalarını seviyorsanız, “Miracle Workers”‘ın ilk sezonu tam size göre. Her sezon farklı bir hikaye anlatan bu antoloji dizisinin ilk sezonunda, Steve Buscemi’nin canlandırdığı Tanrı, dünyayı yok etmeye karar verir. Craig (Daniel Radcliffe) ve Eliza (Geraldine Viswanathan), insanlığı kurtarmak için imkansız bir duayı gerçekleştirmek zorundadır. Tıpkı “The Good Place” gibi, bu dizi de en karanlık zamanlarda bile umudu bulmakla ilgili.
2. Pushing Daisies
Ölüm gibi hassas bir konuyu komediye dönüştürmek riskli olabilir, ancak “Pushing Daisies” bunu başarıyla yapıyor. Ölüleri dokunarak hayata döndürme yeteneği olan bir turtacının (Lee Pace) hikayesi, bu eşsiz yeteneğin getirdiği şartlarla hem romantik hem de komik bir hal alıyor. Dizinin yaratıcı ve renkli diyalogları, onu unutulmaz kılıyor.
3. Ghosts
“The Good Place” gibi “Ghosts” da, farklı geçmişlere sahip karakterlerin bir araya gelmesini konu alıyor. Evlerini hayaletlerle paylaşan bir çiftin (Rose McIver ve Utkarsh Ambudkar) hikayesi, farklı dönemlerden gelen hayaletlerin absürt etkileşimleriyle kahkaha dolu anlar sunuyor. Bu dizi, ölümü daha hafif ve keyifli bir şekilde ele alıyor.
4. Bojack Horseman
“Bojack Horseman” ve “The Good Place”in en büyük ortak noktası, ana karakterlerinin, daha iyi insanlar olmak için verdikleri amansız mücadele. Bojack (Will Arnett) ve Eleanor, diziye korkunç karakterler olarak başlasalar da, izleyici onların değişim yolculuğuna tanıklık ediyor. Bu, “iyi olmanın” ne kadar zorlu bir süreç olduğunu sorgulayan felsefi bir dizi.
5. Upload
“The Good Place”, modern ekonomik sistemimizde “iyi bir insan olmanın” mümkün olup olmadığını sorgularken, “Upload” bu sorgulamayı dijital ahirete taşıyor. Bu dizi, paranın ahirette bile lüks ve konforu nasıl belirlediğini hicvederek, kapitalizmin ölümsüzlüğü bile nasıl metalaştırabileceğini gösteriyor.
6. Not Dead Yet
Hayata veda eden insanların ardında bıraktıkları hikayeleri yazan bir yazarın (Gina Rodriguez), yazdığı ölülerle konuşabildiği bu dizi, sıradan bir işin nasıl sıra dışı bir maceraya dönüşebileceğini anlatıyor. “Not Dead Yet”, hayatın doğru bir şekilde yaşanması gerekmediğini ve herkesin deneyimlerinin değerli olduğunu vurguluyor.
7. A Man on the Inside
“The Good Place”in yaratıcısı Michael Schur’un imzasıyla çıkan “A Man on the Inside”, hayatın sonuna yaklaşan bir adamın hikayesine odaklanıyor. Gizemli bir hırsızlığı çözmek için huzurevinde gizli görev alan bir adamın (Ted Danson), bu yeni işi sayesinde hayata yeniden tutunmasını izliyoruz. Bu, ölümle yüzleşirken bile hayatı yeniden keşfetmenin mümkün olduğunu gösteren sıcak bir dizi.
8. Dead Like Me
Yaratıcısı Bryan Fuller’ın imzasını taşıyan bu dizi, düşen bir klozet kapağıyla ölen bir genç kızın (Ellen Muth), ölüm meleği olarak işe başlamasını konu alıyor. “Dead Like Me”, absürt mizah ile yasın karanlık gerçekliğini ustaca dengeleyerek, ölümün sadece bir başlangıç değil, aynı zamanda hayatta kalanlar için nasıl büyük bir boşluk yarattığını gösteriyor.
9. Russian Doll
Adının hakkını sonuna kadar veren bu dizi, her öldüğünde aynı zaman döngüsüne düşen Nadia’nın (Natasha Lyonne) hikayesini anlatıyor. Ölüm, bağımlılık ve travma gibi temaları ele alan “Russian Doll”, bu döngüden çıkmanın yollarını ararken, hayatın ve insan ilişkilerinin karmaşıklığını sorguluyor.
10. School Spirits
Ölüm ve ahiret temasını gençlik dramasıyla birleştiren “School Spirits”, kendi ölümünü araştırmak için hayalet olarak lisesinde kalan bir genç kızın (Peyton List) hikayesini anlatıyor. Dizi, farklı on yıllardan gelen hayaletlerin eğlenceli dinamiklerini sergilerken, aynı zamanda çok erken ölen gençlerin yasını ve potansiyellerini yitirmelerinin trajedisini işliyor.
11. The Comeback
Lisa Kudrow’un canlandırdığı, 90’ların popüler sitcom oyuncusu Valerie Cherish’in tekrar popüler olmaya çalıştığı bu dizi, eğlence endüstrisini hicvediyor. “The Comeback”, kendini geliştirme çabasını ve bu sürecin ne kadar utanç verici olabileceğini göstererek, “The Good Place”in insancıl komedisini anımsatıyor.
12. Superstore
Sıradan bir işyeri komedisi gibi görünse de, “Superstore” maaşların düşüklüğünden göçmenlik sorunlarına kadar birçok güncel konuyu mizahla ele alıyor. Tıpkı “The Good Place” gibi, komik olmayan konuları komik bir şekilde anlatmayı başarıyor.
13. Abbott Elementary
Temelde kusurlu bir sistemin içinde “iyi şeyler yapmaya” çalışan insanların hikayesi, “Abbott Elementary”‘nin kalbinde yer alıyor. Yetersiz bütçeli bir okulda çalışan bir grup öğretmenin komik maceraları, bu sitcom’u hem kahkaha dolu hem de duygusal olarak doyurucu kılıyor.
14. Parks and Recreation
“The Good Place”in yaratıcısı Michael Schur’un bir diğer şaheseri olan “Parks and Recreation”, insanlığa karşı beslenen iyimser bakış açısıyla öne çıkıyor. Leslie Knope’un (Amy Poehler) idealist çabaları, günümüzün politik sorunlarına dair hala geçerli ve komik bir yorum sunuyor.
15. Forever
Rutin seven bir çiftin (Maya Hoffman ve Fred Armisen), öldükten sonra bile aynı rutine hapsolmasını anlatan “Forever”, ölümün bile değişime engel olamayacağını gösteriyor. Bu dizi, “The Good Place” gibi, hayatta pişmanlık duysan bile değişmek için asla çok geç olmadığını vurguluyor.