Stephen King, elli yılı aşkın süredir korku ve gerilim türünün en üretken yazarlarından biri. “Kara Kule” gibi destansı serilerle de kendi hikâyelerine geri dönmeyi seven King, bazı romanlarını ise tek başına bırakıyor. Ama bu kitapların birçoğu öyle noktada bitiyor ki, insan “Peki sonra ne oldu?” diye sormadan edemiyor. İşte devamı gelmeyi fazlasıyla hak eden King romanlarından on tanesi:
Carrie: Telekinezi Mirası
King’in ilk romanı Carrie, prom gecesindeki kanlı intikamla son buluyor. Ancak kitap, başka telekinetik çocukların da varlığına dair ipuçları bırakıyor. Yarım asır sonra King’in bu dünyaya geri dönmesi, kuşaktan kuşağa aktarılan travmalarla yeni bir anlatı kurması heyecan verici olmaz mıydı?
The Long Walk: Sonsuz Yürüyüş
Dystopik “Uzun Yürüyüş”te yüz gencin katıldığı ölümcül bir maratonun sonunda Ray Garraty ayakta kalan tek kişi olur, ama adımlarını durdurmaz. Bir devam hikâyesi yeni yarışmacılarla başka bir yürüyüşü anlatabilir ya da Ray’in peşine düştüğü gölgeli figürü açığa çıkarabilir.
Firestarter: Alevin Geri Dönüşü
Ateşi zihniyle kontrol eden Charlie’nin hikâyesi, Rolling Stone’a yaşadıklarını anlatmasıyla biter. Dünyanın gözü önünde artık saklanması imkânsızdır. Devam romanı, güçlerini saklamaya çalışan bir çocuğun hikâyesinden, küresel ölçekte bir tehdide dönüşümüne evrilebilir.
The Running Man: Gösteri Devam Etmeli mi?
Televizyon uğruna hayatların hiçe sayıldığı karanlık bir Amerika… Kitap, Ben Richards’ın şok edici fedakârlığıyla noktalanır. Ama kapitalizmin gözü doyar mı? Bir yapımcının şovu yeniden canlandırma hırsı üzerinden “Hunger Games” ile “Nightcrawler” arası bir devam romanı hayal edilebilir.
Pet Sematary: Mezardan Sonrası
“Bazen ölmek daha iyidir” mottosuyla biten Hayvan Mezarlığı, Louis Creed’in karısını toprağa vermesiyle tüyler ürpertici bir final yapar. Ya sonrası? Louis, karısıyla normal bir hayat kurmaya mı çalışır, yoksa mezarlık yeni bir ölüler topluluğuna mı kapı açar?
The Eyes of the Dragon: Tahtın Ötesinde
Tam bir fantastik roman olan Ejderha’nın Gözleri, prens Peter’ın kral oluşu ve kardeşi Thomas’ın şeytani Flagg’i bulmaya gidişiyle yarım kalır. Shakespearevari bir intikam anlatısı için kapı ardına kadar açıktır.
The Tommyknockers: Geri Dönüş
King’in kendisinin bile “bağımlılık gölgesinde yazıldı” diyerek eleştirdiği bu kitap, aslında yeniden ele alınmayı fazlasıyla hak ediyor. Uzaylı etkisi altındaki kasaba Haven’ın akıbeti ve kaybolan küçük David Brown’un hikâyesi devam romanıyla yeni bir soluk kazanabilir.
Cell: Sinyalin Ardından
Cep telefonlarından yayılan ölümcül bir sinyalin herkesi zombiye çevirdiği dünyada Clay, oğlunu yeniden “başlatmaya” çalışarak noktayı koyar. Ama gerçekten çalıştı mı? Dijitalleşmenin günümüzdeki hızını düşününce, teknolojik kabusun devamı fazlasıyla güncel olurdu.
The Institute: Çocukların İntikamı
Özel yetenekli çocukların zorla tutulduğu bu distopik merkez, USB’deki sırların saklanmasıyla kapanır. Ama gerçekten kapandı mı? Yıllar sonra büyümüş bu çocukların yeniden bir araya gelmesi, King’in IT benzeri bir ikinci perde yazmasına olanak sağlar.
Later: Hayaletlerle Yaşlanmak
Hayaletlerle konuşabilen Jamie’nin hikâyesi “daha sonra” sözüyle biter. Ama yıllar sonra, yaşlılığın ve Alzheimer korkusunun hayaletlerle temasına nasıl gölge düşüreceğini görmek, hem dokunaklı hem ürkütücü bir devam romanı yaratabilir.
👉Apartman No:26 Notu
King, devam romanlarını sever ama belki de en güçlü yanı, okuyucularının hayal gücünde bıraktığı boşluklar. Bu yüzden bu kitapların sequelleri yazılsa da yazılmasa da, okurlar onları kendi zihninde tamamlamaya devam edecek.