Quentin Tarantino’nun sinema dünyasındaki dehası, sadece çektiği filmlerle sınırlı değil. Kendisi aynı zamanda film tarihi konusunda ansiklopedik bir bilgiye sahip ve filmlerini sadece sanatsal duyarlılıklarını ifade etmek için değil, aynı zamanda kendisini etkileyen büyük isimlere ve yapımlara göndermeler yapmak için bir tuval olarak kullanıyor. Peki ya filmlerinin arasındaki o gizli bağlar? İşte orada işler daha da ilginçleşiyor!
Biliyorsunuz, Tarantino’nun filmografisinin çoğu aslında aynı evrende geçiyor. Mesela, onun çıkış filmi “Reservoir Dogs” ile “Pulp Fiction” aynı süreklilikte yer alıyor. Neden mi? Çünkü “Reservoir Dogs”ta Victor “Vic” Vega / Mr. Blonde‘u (Michael Madsen) görürken, “Pulp Fiction”da Vic’in kardeşi Vincent Vega‘yı (John Travolta) izliyoruz. Tarantino’nun bir zamanlar bu iki kardeşin etrafında dönecek bir “Vega Kardeşler” filmi planı bile vardı, ama ne yazık ki bu fikir gün yüzü göremedi. Ah, ne kaçırdık!
“Vega Kardeşler”: Amsterdam’da Başlayan Bir Plan!
Bu planlanan filmin, bir zamanlar “Double V Vega” olarak adlandırıldığı bile söyleniyor! Bu, aslında bir prequel olacak, yani karakterlerin geçmişini anlatacaktı. Hikaye, iki kardeşin, hapisten yeni çıkmış olsalar da, Amsterdam’da bir kulüp açtığı bir dönemde geçecekti. Zaten Vincent Vega’nın “Pulp Fiction”da Amsterdam’dan yeni döndüğünü söylemesi, bu fikrin tohumlarını atmıştı. Sanki Vincent bize “Ah, bir bilsen neler oldu Amsterdam’da, kardeşime sorsana!” der gibiydi.
İşin daha da ilginci, Michael Madsen aslında “Pulp Fiction”daki Vincent Vega rolünü, “Wyatt Earp”e olan taahhüdü nedeniyle geri çevirmiş. Eğer o rolü kabul etseydi, Vega kardeşler konsepti belki de hiç ortaya çıkmayacaktı, tabii Tarantino onun ikili rol oynamasını planlamadıysa. John Travolta’nın Vincent rolünü almasıyla ise, bir spin-off olasılığı belirdi ve hayranların ağzı sulandı!
İkiz Kardeşler ve İntikam Planları!
Ancak zaman geçtikçe, aktörler de yaşlandı ve prequel fikri pratikliğini yitirdi, çünkü her iki karakter de kendi filmlerinde ölüyor. Tarantino, bu duruma dahiyane ama bir o kadar da çılgınca bir çözüm buldu: Film, Vic ve Vincent’ın ikiz kardeşlerini konu alacaktı! Bu ikizler, kardeşlerinin ölümlerinden sonra buluşup intikam arayışına gireceklerdi. Michael Madsen bunu doğrulamış ve “Quentin, Vic ve Vincent’ın ikiz kardeşlerinin, kardeşlerinin ölümlerinden sonra tanıştığı bir fikir bulmuştu. Çok karmaşıktı, ama Quentin bir fikir tartışmaya başladığında, ona katılmak çok kolay olur,” demiş.
“Dur dur, bekle! Sen benim kardeşimi mi öldürdün?!” diye başlayan, ardından o Tarantino’ya özgü diyaloglarla bezenmiş sahneleri hayal etmek bile insanın içini kıpırdatıyor. Belki de ikizler, kardeşlerinin giydikleri o ikonik kıyafetlerle, aynen onlar gibi intikam peşine düşerlerdi!
Sonuç olarak, “Vega Kardeşler” filmi hiçbir zaman hayata geçemedi çünkü 1990’larda Tarantino için başka projeler öncelik kazandı; “From Dusk Till Dawn”ı yazıp rol alması ve “Jackie Brown”ı yönetmesi gibi. Tarantino’nun kendisi bile 2007’de projeyi tartışmış, prequel konseptini ve kardeşlerin intikam arayışını yinelemiş, ancak o zamana kadar oyuncuların “bunun için çok yaşlı” olduğunu kabul etmişti. Tıpkı başarılı yönetmenlerin birçok projesi gibi, bu da zamanın geçişi ve diğer yaratıcı çabalar nedeniyle bir kenara itildi.
Ah, ne yazık! Bir “Vega Kardeşler” filmi olsaydı, kim bilir hangi meşhur replikler dilimize dolanacaktı. Belki de “Bir cheeseburger için ne kadar ileri gidebilirsin, kardeşim?” diye başlayan bir monolog dinleyecektik. Ama en azından, bu hikaye, Tarantino’nun zihninin ne kadar zengin ve sinema evreninin ne kadar iç içe olduğunu bir kez daha kanıtlıyor!
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak