Beş yıl süren sessiz bir inşaatın ardından, Princeton Üniversitesi’nin kalbindeki Princeton Art Museum yeniden doğdu.
Ve bu doğum, klasik bir kurdele kesimiyle değil — 24 saatlik bir sanat maratonuyla kutlandı.
Halloween gecesi, kostümlü öğrenciler ve kasaba halkı, Ivy League’in bu yeni mimari mucizesini ilk kez deneyimlemek üzere müzeye akın etti.
Yeni Bir Çağ, Yeni Bir Yapı
1882’de kurulan müze, 117.000’den fazla eseriyle artık kendi sınırlarına sığmaz hale gelmişti.
2012’de başlayan planlama süreci sonunda ortaya çıkan yapı, 146.000 metrekarelik devasa yeni eviyle geçmişin mirasını geleceğe taşıyor.
Yeni binayı ilk olarak David Adjaye tasarlamış, ancak mimarın 2023’teki suçlamalar sonrası projeyi Cooper Robertson devralmış.
Ortaya çıkan sonuç:
Brütalist mimarinin keskin hatlarını kumla aşındırılmış taş, bronz ve geri dönüştürülmüş ahşapla yumuşatan bir hibrit yapı.
Hem modern hem tarihsel; hem iddialı hem alçakgönüllü.
Bir Kampüsün Kalbinde Sanat Kutusu
Dışarıdan bakıldığında bir “sanat kutusu” gibi — sade, neredeyse monolitik.
Ama içeride, mimari adeta ziyaretçiyi yönsüz bırakmak için tasarlanmış:
Dokuz birbirine kenetlenen pavyon, dairesel bir akış yaratıyor.
Yani, Steward’ın deyimiyle,
“Burada kaybolamazsınız — ama kaybolmanız istenir.”
Ve bu kayboluş güzeldir:
Bir Nick Cave mozağinin hemen ardından bir Samurai zırhı, onun yanında bir Batı Afrika kalkanı beliriverir.
Hepsi “korunma” fikrinin farklı dillerdeki tezahürleri.
Koleksiyonun Yeni Dili
Yeni sergileme düzeni, klasik ve çağdaş sanatı iç içe geçiriyor.
Bir odada Monet’nin “Water Lilies” tablosuna sessizce yaklaşabilir,
bir sonrakinde Warhol’un *“Blue Marilyn”*iyle göz göze gelebilirsiniz.
Amerikan kanadı ise tarihsel portrelerle modern eleştiriyi yan yana getiriyor:
Sömürgecilik, kimlik ve özgürlük üzerine çağdaş işler, 18. yüzyıl portrelerinin gölgesinde yankılanıyor.
Seramikte Hafıza ve Hikâye
Yeni müzede belki de en güçlü etkiyi seramik eserler bırakıyor.
Roberto Lugo’nun “The Man Who Carried the Ice Box on his Back up the Mountain” adlı işi,
antik formun içine göç, sınıf ve kimlik hikâyesi yerleştiriyor —
Puerto Rico’dan Philadelphia’ya uzanan bir yaşam döngüsü.
Bir diğer salon ise müzenin eski profesörü Toshiko Takaezu’ya ayrılmış.
Onun taş seramikleri, doğa ile meditasyon arasında duran bir sessizlik yayıyor;
adeta yeni müzenin kalp atışı gibi.
Bir Kutlama Gibi Müzecilik
Yeni Princeton Art Museum, yalnızca mimari bir yenilenme değil,
aynı zamanda müze kavramının kendisine bir güncelleme.
Açılış gecesi boyunca öğrenciler, akademisyenler, sanatçılar ve kent halkı aynı çatı altında dolaştı —
ve belki de müzenin en büyük başarısı buydu:
elit ile kamusal arasındaki sınırı eritmek.

“Müzenin amacı, kaybolmanızı sağlamak,”
diyor direktör James Steward,
“ama verimli bir şekilde kaybolmanızı.”
📅 Yeniden Açılış: 31 Ekim 2025
📍 Yer: Princeton University Art Museum, Princeton, New Jersey
🏗️ Mimari: David Adjaye & Cooper Robertson
🎨 Öne Çıkan Sanatçılar: Ai Weiwei, Nick Cave, Andy Warhol, Monet, Roberto Lugo, Toshiko Takaezu
🌐 artmuseum.princeton.edu












