
Manhattan federal mahkemesinde açılan davaya göre, Alman-Yahudi bir aile olan Fritz ve Hedwig Stern’in mirasçıları, 1935 yılında satın aldıkları Van Gogh tablosunu, 1938’de Nazi yönetimi Avusturya’yı ilhak ettiğinde Münih’te bırakmak zorunda kaldılar. Naziler, eseri “Alman kültürel mülkü” ilan ederek ailenin tabloyu yanlarında Kaliforniya’ya götürmesini engelledi ve daha sonra zorla satılan tablonun gelirine el koydu. Dava, bu Nazi yağması tablonun, on yıllar boyunca New York üzerinden gizlice alınıp satıldığını iddia ediyor.
Dava, tablonun New York’a getirilmesinde rol oynayan sanat tüccarı Justin Thannhauser’ın (kendisi de Yahudi olduğu halde zorla satılan sanat eserlerinin ticaretini yaptığı biliniyor) eserin Stern ailesiyle olan bağlantısını gizleyerek tabloyu 1948 civarında iş insanı Vincent Astor’a sattığını öne sürüyor.
Asıl kritik iddialar ise The Met’e yöneltiliyor:
The Met sözcüsü ise, kurumun eserin koleksiyonlarına “yasal ve tüm yönergelere uygun” bir şekilde girdiğine inandığını belirtti. Müze, tablonun kendi koleksiyonlarından çıkarılma nedeni olarak, koleksiyonundaki diğer Van Gogh eserlerine kıyasla daha az önemli olduğunu düşünmesini gösterdi ve eserin bilinen sahiplik geçmişini 1967’deki kataloğunda yayımladığını ekledi. Ancak sözcü, Stern ailesine ait olduğuna dair bilginin, tablonun müze koleksiyonundan ayrılmasından onlarca yıl sonra ortaya çıktığını iddia ediyor.
Bu dava, yağmalanmış sanat eserlerinin ve antikaların sıkça yeniden incelendiği Manhattan federal mahkemesinde hararetli tartışmalara sahne olacak. The Met, geçen yıl koleksiyonundaki 1.5 milyon eserin kökenini araştırmak üzere yeni bir pozisyon oluşturmuş ve bu iddiaları ciddiye aldığını belirtmişti. Mirasçılar, tablonun iadesini veya değerine denk bir tazminat talep ediyorlar.
Sanatçı Notu:






