Fantastik edebiyatseverler için sürükleyici, aksiyon dolu ve güçlü karakterlere sahip “En Kısa Rota Cam Şehir” adlı kitabı kaleme alan Naz Mısıroğlu ile kitabın hikayesini ve yazım yolculuğunu konuştuk.
1-) “En Kısa Rota Cam Şehir” fikri ilk olarak nasıl doğdu? Seni bu hikâyeyi yazmaya iten şey neydi?
Okuduğum kitaplar ve babamın bize anlattığı masallardan etkilendim. Bazı kitap ve hikayelere baktığımda bunları yazanların belli bir hayran kitlesi oluyordu. Bu hayran kitleleri hikayeleri, filmleri ve fazlasını destekler, resimlerini çizer, grup halinde içerik ile ilgili sohbet eder ve bunları üretenlere de hayranlıkla bakarlardı.
Ben de onlardan biriydim ve bunlardan yola çıkarak kendi hikayemi yazmak istedim. İnsanların benim ürettiğim bir şeyi sevip, onunla ilgili konuşup, ondan ilham alıp kendileri de yeni bir şey üretmeleri fikri bana çok hoş geliyordu. Onların ilham kaynağı olmak istedim. Hikayemin onlara mutluluk getirmesini istedim. Böylece En Kısa Rota Cam Şehir’i yazmaya başladım.
2-) 12 yaşında yazmaya başladığın bu kitabın dünyasını kurarken hangi kitaplar, filmler ya da oyunlar sana ilham verdi?
Genelde fantastik ve macera içeren içerikler bana ilham vermiş oldu. Yüzüklerin Efendisi, Hobbit, Harry Potter gibi filmler ve kitaplar bunlara örnek.
3-) Cam Şehir’i kurgularken zihninde nasıl bir şehir canlandı? Okurların nasıl bir dünya hayal etmelerini istiyorsun?
Teknolojinin bayağı geliştiği, en iyi noktaya gelen ama aynı zamanda doğanın da korunduğu bir şehir. Daha çok ağaçlar ve yeşillik var ama onların altında yine acayip bir teknoloji olduğunu hayal ettim. Aynı zamanda Cihangir’den de esinlendim, sokaklarını tıpa tıp oraya benzetiyorum ama tek fark etrafta binalarla birlikte cam karelerin içinde tek ya da birden dazla kişinin çalışabileceği laboratuvarların olması. Çünkü buranın bir bilim şehri olduğunu ve bu şehirdeki bireylerin bilime ne kadar yatkın olduklarını göstermek istedim.
5-) Jay ve Ashni karakterleri nasıl ortaya çıktı? Onlara hayat verirken kendi yaşantından ya da çevrenden ilham aldın mı?
Daha önce de dediğim gibi okuduğum kitaplardan ve babamın küçükken bize anlattığı hikayelerden etkilenip kendimce bir karakter yapmaya karar verdim ve adını da Jay koydum. Daha sonra da Jay’e bir geçmiş ve yalnız olmasın diye bir arkadaş daha yaptım. Onun da adı Ashni oldu. İlk yazmaya başladığımda tam olarak bir kişilikleri yoktu. Kitapta ilerleme kaydederken Jay’e kişilik bakımından kendimden birkaç şey eklemek istedim. Eğlenceli olur diye düşündüm ve onda kendimi görmek beni mutlu ediyordu. Şu an tıpa tıp aynı değiliz çünkü küçüklük halimi ona benzetmiştim. Ashni’ye de aynısını yaptım, özellikle neşeli kişiliği oradan geliyor. Hatta Jay’den çok o bana daha çok benziyor bile diyebilirim. İkisi de çok severek hayat verdiğim karakterlerim.
6-) Henüz çok genç yaşta kitap yazmak nasıl bir deneyimdi? Yazarken karşılaştığın en büyük zorluk neydi?
Çok güzel bir deneyimdi. Zamanımı üreterek geçirmekten keyif alıyordum. Şimdi geri dönüp baktığımda en zor kısmı sonunu getirip yayımlatmak oldu. Ama bu da kitabın üstünde çalışıp daha güzel bir sonuç çıkarmamı sağladı. O yüzden memnunum.
7-) 15 yaşında yayımlanmış bir yazar olmak sana neler kazandırdı, hayatında neleri değiştirdi?
Bana her şeyden çok umut kazandırdı. Çünkü az önce dediğim gibi kitabı yayımlatmak zorluydu ve üç senemi aldı. Umudumu kaybedecekken kitabımı yayımlamak isteyen bir yayınevi buldum ve bu da beni çok mutlu etti. Aynı zamanda da kitaplara ve hikayesi olan film ve oyunlara karşı bakış açımı da değiştirdi. Filmden örnek verecek olursak artık izlerken hikayesini daha dikkatli takip ediyorum. Yazarın bir olaydan diğer olaya nasıl güzel bir geçiş yapmış, karakterlerin geçmişini nasıl şimdiki zamanla ilişkilendiriyor, fantastikse güç sistemi nasıl, beklenmedik gelişmeleri nasıl hikâye gidişatı ile alakasız olmadan eklemiş gibi şeylerle daha çok ilgilenmemi sağladı.
😎 Her yaştan okura hitap ettiğini söylüyorsun; senin için bir çocukla bir yetişkine aynı kitabı okutmanın önemi ne?
Küçüklerin ve büyüklerin arasındaki hayal gücünü, fikirlerini görmek benim için önemli. İki tarafın da yaratıcı düşünceleri vardır elbet. Ama küçüklerin hayal gücünün daha fazla olduğunu hissediyorum.
9-) Kitap yazmak isteyen gençlere ne gibi tavsiyelerde bulunursun?
Asla vazgeçmeyin, basit gibi görünen bir fikriniz olduğunu düşünseniz dahi bir kenara not edin ve yazmaya devam… (Gülüyor)
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum bırak