Bir tarafıyla Faulkner’ın “Ağustos Işığı”nda anlattığı ve devamını da “İki Hamlede Zafer”de getirdiği, “Öldürmeyeceksin” ilkesinin, “Kardeş kardeşi öldürmemeli”ye, sonra da “Hiç kimseyi öldürmeyeceksin”e dönüşmesi gerektiğini düşünen orta yaşlı savcı Gavin Stevens’ın başlarda isteksizce yürüttüğü iki cinayet soruşturmasına odaklanan “Mezar Kazanlar”, diğer taraftan da, savcı Stevens’la birlikte 16 yaşındaki yeğeni “Chick”in dünü ve bugününü bir araya getiriyor.
Kitap, yeğenin büyüme, dayıya ve diğer yetişkinlere kendini ispat hikâyesini içerirken, Faulkner’ın kök salmış mevzuları çözmek için neden orta yaşlı erkeklerin değil de, kadınların ve gençlerin fikrini almamız gerektiğine dair uyarısına kulak kesilmemiz gerektiğinin altını çiziyor.
Siyahi bir “olağan şüpheli”ye karşı linç ve adalet arasındaki gerilime odaklanan “Mezar Kazanlar”, Faulkner’ın eserlerinin olmazsa olmaz konusu Güney-Kuzey üzerinden Amerika’daki ırk ayrımcılığı kadar, ayrımcılığın tarihi ve şimdiki hâliyle de yüzleştiği ilk romanı olarak hafızalara kazınıyor.
Aklında bir şey mi var?
Yorumları göster / Yorum yap