Yükleniyor
svg

Luke Rogers: “Coughing in the Pipes” Sergisi

Ekim 20, 20254 dk okuma süresi

Los Angeles’ta yaşayan ressam Luke Rogers, yeni sergisi “Coughing in the Pipes” ile hem suyun hem de kontrolün doğasına bakıyor. Joan Didion’un 1977 tarihli “Holy Water” denemesinden aldığı başlık, aslında bir kuyunun kururken çıkardığı sesi anlatıyor. Rogers bu ifadeyi, sessiz bir uyarı — sistemin içinde yankılanan bir arıza sesi — olarak yeniden yorumluyor.

Rogers’ın resimlerinde su; barajlardan ev içi musluklara, Oroville’den Antelope Valley’e uzanan bir ağın içinde dolaşıyor. Didion’un “plumbing on a grand scale” dediği, Kaliforniya’nın su taşıyan dev boru sistemleriyle, sanatçının kendi atölyesindeki lavabo arasında bir benzerlik kuruyor. Bu paralellik, Rogers’ın tüm serisine yön veren bir fikir: mikro ve makro, bireysel ve sistemsel, ev içi ve jeopolitik arasındaki sınırın silinmesi.

Resimlerde suyun hareketi, felaketin estetiğine dönüşüyor. Flood adlı çalışmada taşan bir lavabonun üzerindeki ışık desenleri, yalnızca evsel bir görüntü değil, daha büyük bir çöküşün habercisi gibi. Rogers’ın işleri küresel ısınmayı doğrudan anlatmıyor, ama kuraklık, yangın ve depremle iç içe yaşamayı Kaliforniya’ya özgü bir normallik olarak resmediyor.

Sanatçının biçimsel yaklaşımı, nesneler arasındaki hiyerarşiyi ortadan kaldırıyor. Bir barajla bir tencere, bir boru hattıyla bir çamaşır makinesi aynı öneme sahip. “Oroville”de damlardan düşen su, bir mühendislik sisteminin parçası olduğu kadar bir doğa gücü. Concrete. Water. Dirt’teki buhar, hem ışığın hem maddenin yüzeyini eritiyor. Rogers’ın paleti, Kaliforniya’nın parlak gün ışığı ile yangın dumanının karanlığı arasında gidip geliyor; yeşiller hastalıklı, sarılar huzursuz, yüzeyler gerilimli.

Sergi, resimle düşünmenin ne kadar kırılgan bir süreç olduğunu da hatırlatıyor. Rogers, kontrolü elinde tutmaya çalışırken aynı anda boyanın kendi doğasına teslim oluyor. Bitmişlik ile bitmemişlik, illüzyon ile malzeme arasındaki gerilim, her tabloda görünür halde. Bu anlamda Rogers, Courbet’nin 1860’lardaki “The Source of the Loue” serisini andırıyor; gözün ve elin çatışmasından doğan bir doğa anlatısı kuruyor.

“Coughing in the Pipes”, insanın dünyayı denetleme arzusunun artık kendi yankısına dönüştüğü bir evrende geçiyor. Didion’un Hoover Barajı için yazdığı gibi: “İnsan ortadan kaybolduğunda, su yine de akmaya devam eder.”
Rogers’ın resimlerinde de geriye yalnızca bu yankı kalıyor — insan eyleminin sonuçları, artık insanın kendisinden daha kalıcı.

🖼️ Luke Rogers – “Coughing in the Pipes”
📍 Moskowitz Bayse, Los Angeles
🗓️ 25 Ekim 2025 tarihine kadar devam edecek

💬 Apartman No:26 Notu

Rogers, Kaliforniya’yı bir peyzaj değil, bir altyapı olarak resmediyor.
Su, artık yaşamın değil; sistemin sesi. Ve o ses, borularda öksürüyor.

Bu haber adada kalmaya devam etsin mi?

0 People voted this article. 0 Upvotes - 0 Downvotes.
Yükleniyor
svg