San Francisco’nun en sevilen sanatçılarından Lawrence Ferlinghetti, yıllarca şiirleriyle, yayınevi City Lights Bookstore ile ve Beat kuşağının sesi olarak şehrin belleğinde yer etti. Ancak Legion of Honor’daki yeni sergi, onu farklı bir kimlikle hatırlatıyor: görsel sanatçı Ferlinghetti. Şair her zaman resmin ilk aşkı olduğunu söylemişti, fakat şiir araya girmişti. Şimdi ise taşbaskılardan gravürlere, baskılardan şiirli kitaplara uzanan eserleriyle kağıda yazılmış bir aşk mektubu sunuyor. Sergideki işler, onun kelimeye duyduğu bağlılığı, yazının görsel potansiyeline inancını ve sayfanın hem okunan hem de görülen bir yüzey olabileceğini gösteriyor.
“The Human” gibi işlerinde harfler ve semboller, insan yüzlerinin önüne geçiyor, adeta “insan olmak konuşmak, yazmak, iz bırakmaktır” diyor. “And He Was Part of the Sea” ya da “Far Out on the Lake a Dark Boat Drifts” gibi eserlerde kelimeler ve imgeler birbirine karışıyor; okuma ile görme aynı anda gerçekleşiyor. Ginsberg’e adadığı “Allen Allen” çalışmasında ise Edward Sanders’ın şiiriyle kendi çizimleri birleşerek iki dostun ve iki sanat formunun yan yana durduğu bir anıt ortaya çıkıyor. Ferlinghetti’nin iş birliklerine olan düşkünlüğü, Stephanie Peek ile gerçekleştirdiği Endless Life serisinde de kendini gösteriyor. Gravürlerdeki gölgeli manzaralar, şairin haiku benzeri dizeleriyle birleşiyor ve zamansız bir şiirsellik yaratıyor.
Ferlinghetti sadece şiir yazan değil, şiirin yayılmasını sağlayan, başkalarının sesini kendi sesinden daha çok önemseyen bir figürdü. Onun bu alçakgönüllülüğü serginin bütününde hissediliyor. Ferlinghetti for San Francisco, şehre bırakılmış bir kültürel miras, bir teşekkür mektubu gibi. Şairin yokluğunda bile sayfalar hâlâ onun sesiyle dolu, çünkü Ferlinghetti’nin mirası yalnızca kelimelerde değil, kelimelerin görsel dünyaya açtığı sonsuz ihtimallerde yaşıyor.